AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş geçen hafta Batman ve Diyarbakır’da bir dizi programa katıldı.

Batman’da iki gün geçiren Kurtulmuş, ilk gün Batman Üniversitesi’ni ziyaret etti ve üniversite öğrencileriyle bir araya geldi. Akşamda Batman’daki STK temsilcileri ile bir toplantı gerçekleştirdi. Programının 2’inci günüde gazetecilerle kahvaltılı basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantı sonrası Batman Valiliği ve AK Parti Batman İl Başkanlığı'nı ziyaret eden Kurtulmuş, son olarak AK Parti İl Genişletilmiş Meclis Toplantısına katıldı.

Sayın Numan Kurtulmuş’u Saadet Partisi Genel Başkanı olduğu dönemden beri takip ediyor ve tanıyoruz. Siyasete kendine has naif üslubu ile biliniyor. Saadet Partisi Genel Başkanı iken Şevket Kazan’ın dönemin CHP Genel Sekreteri Önder Sav’dan taktik alarak yaptığı “Kongre ve mahkeme darbesi” ve yaşanan sorunlardan sonra Saadet Partisi’nden ayrılmıştı. 2010 yılında Halkın Sesi Partisini kurdu. O dönemde yasa gereği yargılaması 10 yıldan fazla devam edipte cezaevinde olanlar tahliye edildi. Tahliye edilen yaklaşık 2 bin kişinin yanı sıra “Hizbullah davasından” az sayıda kişinin de tahliye olması üzerine, basın ve belli kesimlerin yaptığı algı operasyonları sonucu cadı kazanı kaynatıldı. Bu sırada medyanın gazına gelen Kurtulmuş, talihsiz bir açıklama yaparak, PKK’dan mafyaya kadar birçok suçtan tutuklu olanların tahliye olmasını görmeyerek, tahliye olan (yanılmazsam 11 kişi idi) “Hizbullah tutuklularının” tahliyesini “mahşeri vicdanı yaralamıştır” demişti.

Kurtulmuş, 2012 yılında partisinin AK Parti ile bütünleşme kararı sonrası AK Parti’ye katıldı ve o günden beri siyasete Ak Parti’de devam ediyor. Kurtulmuş, Saadet Partisi’nde iken ben, birçok yerde “Erdoğan cumhurbaşkanı olursa onun yerini ancak Numan Kurtulmuş doldurur” demiştim ve hâlâ aynı düşündeyim.

Gelelim Sayın Kurtulmuş’un Batman ziyaretine…

Numan Kurtulmuş’un Batman programında üzerinde durduğu en önemli meselelerin başında adalet, özgürlük ve eşitlik ile birlikte “Ana dil” konusu oldu. Her toplantısında kalın çizgilerle, “Anadili ana sütü kadar helaldir” mesajını verdi ve ayrımcılığı kaldırdıklarını söyledi. Aslında Kurtulmuş HAS Parti Genel Başkanı iken bu sözü o zamanda söylemiş ve bu söz, il başkanlıkları tarafından sokaklara asılmıştı.

STK’lar ile bir araya geldiği toplantıda ise pandemi süreci, ihracat, hayat pahalılığı, enflasyon, huzur ortamı ve ekonomi ile ilgili açıklamalar yaptı ve "Eğer Batman eğitimiyle, sağlığıyla, ekonomisiyle, teknolojisiyle, kardeşliğiyle, barışıyla, istikrarıyla güçlü olursa Türkiye güçlü olur" dedi.

Basınla bir araya geldiği toplantıda ben de Doğruhaber yazarı olarak iştirak ettim.

Kurtulmuş, Rusya-Ukrayna savaşı ve Türkiye’nin aktif rolünü, seçim kanunu ve seçim barajı ile Millet İttifakı’nın durumu ve seçim anketleri konuları ile ilgili görüşlerini paylaştı.

Daha sonra sorularımızı cevapladı…  Muhtemelen önceki toplantılarda benzer sorularla karşılaştığı için bazı sorulara cevap vermek istemedi ve cevaplarında çok dikkatli davrandı. 

Batman sorunları ile ilgili bir soruya, Batman’la ilgili taleplerin Ankara’ya getirildiğinde yardımcı ve destek olacağını belirterek, ilin tüm kamuoyu, STK’ları, Medya’sının vs. ortak hareket ederse, herkesin şehrin talepleriyle ilgili ortak noktalarda hedeflerini birleştirirse sorunların daha çabuk çözüleceğini söyledi.

Bir meslektaşımız, son seçimlerde büyük şehirlerde AK Parti’nin yerel yönetimleri kaybetmesinde “Kürt seçmenin” rolünü sordu ve “Kürt seçmenle yeni bir köprü, ya da açılım düşünülüyor mu?” diye bir soru sordu.

Kurtulmuş, bu soruya, İstanbul seçimlerinde 3 ana gruptan yeterince oy alamadıklarını ve bunlardan birisinin de Kürt seçmenler olduğunu belirterek, AK Parti'nin Kürt seçmenlerle gönül bağını en sıkı şekilde sürdürdüğünü ve bu anlamda herhangi bir sorunun olmadığını belirtti.

Sıra bana gelince ben de, sorularımdan önce bu konuya itiraz ettim. Büyükşehirlerde AK Partinin seçimi kaybetmesinin sebebinin Kürt seçmen olmadığını, HDP seçmeninin tüm Kürt seçmeni kapsamadığını ve temsil etmediğini ve kimsenin irademize ipotek koyamayacağını belirttim. Bunun üzerine Kurtulmuş, düzeltme yaparak, HDP’nin hiçbir zaman Kürtlerin temsilcisi olduğunu çağrıştıracak en ufak bir şey söylemediğini ve “Türkiye’de Kürt kardeşlerimizin en fazla oyunu alan parti AK Partidir…” dedi.

Bu düzeltmeden sonra şu soruları sordum:

-Stokçuluk, karaborsacılık, fırsatçılık ve pahalılık sorunu neden çözülemiyor? Sayın Cumhurbaşkanı daha önce DÜNYA siyonizmi ve küresel emperyalizme “One minute” çektiği gibi bunlara da neden “One minute” çekmiyor? Neden bir çözüm getirilmiyor?

-Cumhur İttifakı genişleyecek mi?

-Bursa’da velilerin talebini yerine getiren okul müdürü neden görevden alınıyor? İslam’a her türlü hakaret edilirken hiçbir şey olmuyor, bu müdür neden görevden alınıyor? Gerçi göreve iade edildi ancak neden görevden alındı? 28 Şubat ne zaman bitecek?

Stokçuluk ile ilgili denetim, yüksek ceza vs. ile gerekenlerin yapıldığını ve ortada bir ahlak sorunu olduğunu belirtti. Bursa’da yaşanan olayla ilgili olarak süreci bildiğini ve takip ettiklerini belirtmekle yetindi.

İttifak ile ilgili soruma ise, "Anlayışımız partilerin yöneticileri bir araya gelecekler de herhangi bir konu etrafında anlaşacak ve öyle bir ittifak olacak şeklinde görmüyoruz. En sağlam ittifak sahada milletin yaptığı ittifaktır. Türkiye'de mesela Cumhur İttifakı'nın bu kadar sağlam olmasının en temel sebebi 15 Temmuz gecesidir. 15 Temmuz gecesinde verilen bu ortak mücadele ile milletimiz bir taban oluşturmuştur. Bu taban tabi ki genişleyebilir " şeklinde cevapladı. Burada aslında ince bir mesaj vermiş oldu.

Bu tür ziyaretlerin ve toplantıların faydalı ve devamının gelmesini temenni ediyorum.

Selam ve dua ile…