Ne diyordu siyonist?

"Sadece birkaç gün yeter..

Gazze'ye gireceğiz..

Hamas'ı bitireceğiz..

Meseleyi kökünden halledeceğiz..!"

 

Ne oldu peki?

Girdikçe battı..

Battıkça dağıldı..

İçerde birbirine girdi..

Dışarda bir başına kaldı..

 

Mücahidlerin..

Destansı direnişi..

Bu necisleri eritti..

Peş peşe gelen Direniş darbeleri..

Şaşkına çevirdi..

Kan kaybettikçe delirdi..

Çılgınca "yeni hamlelere" girişti..

Her bir "hamle"si..

Ötelenemez sonunu daha bir hızlandırdı..


Zırlayıp babasından yardım istedi..

Yetmedi..

Bilakis..

Mücahidlerin darbeleri..

Babasını da vurdu..

Anasından destek istedi..

O da aynı akıbeti uğradı..!

Ne yaptıysa boşa çıktı..

Delirdikçe saldırganlaştı..

Saldırdıkça rezil oldu..

Daha fazla hırçınlaştı..

Kadın, çocuk katliamlarıyla..

Hıncını gidermeye..

Başarısızlığını örtmeye..

Direnişe geri adım attırmaya..

Zafer havası oluşturmaya çalıştı..

Nafile..

Kanlı avucunu yaladı..!

Olmayınca..

Siyasi liderleri hedef aldı..

"Büyük zafer" naraları atmaya çabaladı..

"Korku fırtınası" estirdiği vehmine kapıldı..

Lâkin..

Hâin suikastleri henüz soğumadan..

Yiğit Mücahidlerden yediği darbelerle..

Bir kez daha rezil rüsva oldu..!

Tabii..

Çağları değiştiren Mübarek Aksâ Tûfânı'nın..

Birinci yıldönümü yaklaşırken..

Necis siyonistin..

Histeriklikleri tekrar nüksetti..

Kendince geçici "çareyi"..

Yine..

Ama bu kez Lübnan'da..

Vahşi katliamlar yapmakta..

Ve de..

Direniş liderlerine alçak suikastler gerçekleştirmekte aradı..

Ama heyhat..!

Tekrar..

Yine..

Yeniden..

Kaybetti..

Kaybetmeye mahkumdur..!