Çocukluğundan beri..
Felçli olan bir şeyh..
Felçli dedimse, tam felçliydi..
Bedeninin yarısı tutmuyordu.
Bu Şeyh..
Çocukları etrafında topladı..
Onlara önce Kur'an-ı Kerim'i öğretti..
Hz Peygamber'in sîretini, hayatını öğretti.
Allah'a en güzel şekliyle ibadet etmeyi..
Sadece ona dayanmayı..
Sabrı, sebatı öğretti..
Dağ gibi bir kişilik olmayı öğretti.
Sonra..
İnsanlarla güzel muameleyi..
Ahlakı, edebi öğretti.
Akabinde de..
İnsanlara iyilik yapmayı öğretti..
Eğitimleri..
Öğretimleri..
Hastalıkları..
Kavgaları..
İhtilafları ile uğraşmayı, ilgilenmeyi öğretti.
En son..
Vakit gelip çatınca..
Allah yolunda cihadı öğretti..
O'nun yolunda..
O'nun uğruna..
Her şeyini..
Ve en son da kendini feda etmeyi öğretti.
Taş atarak siyonistin karşısında durmayı..
Sapanla fırlatmayı öğretti.
Yani..
"Ne yapayım, imkanım yok" dememeyi..
Kendi elinden geleni ortaya koyarsa..
Henüz elinden gelmeyen için de..
Hazırlık yaparsa..
Allah'ın, kesinlikle yardım edeceğini öğretti.
İşte bu çocuklar büyüdü..
O söylenenlerin tümünü yaptı.
En son
Füzeleri de yaptı..
Hatta, füzeleri de komutanlarına ithaf etti.
Önce..
Efsanevi komutan Ayyaş'a..
Sonuncusunu ise..
Şeyh Ahmed Yasin''e ithaf etti.
Ve en son..
Bu mübarek mücahid grup..
Yasin füzeleriyle..
Tüm dünyaya meydan okuyup..
Siyonisti rezil rüsva etti.
Arkalarındaki güçlerle birlikte..
Hepsine dünyayı dar etti!
Onların..
Ve onları eğitenin..
Ellerinden öpüyorum.