Tam bir alışkanlığa dönüşmüş, gidiyor..
Her şeye "abide" kullanma yarışı var, sanırsınız..
Sıradan insanlardan..
Ya da dinle alakası olmayanlardan bahsetmiyorum..
Onlar her şeye kullanır, kullanabilir, belki..
Farkında bile değiller belki..
Veyahut bağlayıcı bir ölçüleri olmayabilir..
Lâkin benim kastım..
Dindarlar..
"Abide"yi dillerine pelesenk etmiş müslümanlar..
Onlara şaşıyorum, kızıyorum!
Neymiş efendim..
"Kulluk abidesi"..
"İffet abidesi"..
"Şeref abidesi"..
"Dürüstlük abidesi"..
"Haya abidesi"..
Bilmem ne abidesi..
Abidesi de abidesi!
Yani..
Neredeyse..
"İslâm abidesi"..
"Şeriat abidesi"..vb diyecekler ya Hu!
Bir tek bu kalmış herhalde, söylenmedik..
Tabi, söylenmemişse şayet.
Anlayacağınız..
Tam bir hastalığa dönüşmüş!
Hâlbuki..
"Abide"..
"Mabud" anlamındadır..
"İlâhe" manasındadır..
"Tapınılan, tanrıça" demektir..
Eee..
Ne oluyor, buna göre?!
Tevbe, estağfirullah!
Bir de..
"Timsal" var..
"Adalet timsali"..
"Cesaret timsali"..
Bilmem neyin timsali!
Halbuki..
Bu meşhur "timsal" var ya..
Heykel demek heykel..
Bildiğimiz heykel!
Dil..
Mazmunun libasıdır..
Ne konuştuğunu bilmek kadar..
Hangi tabirlerle konuştuğunu bilmek de önemlidir, vesselam!