Hz İbni Abbas(ra)'ı bilirsiniz..
Abdullah bin Abbas..
Hz Peygamber(ass)'in amcasının oğlu..
Hz Abbas(ra)'ın oğlu.


Küçük yaştan itibaren..
Yani çekirdekten..
Nebevî terbiyeyle yetişmiş..
Hep Efendimiz(ass)'e yakın olmuş..
Vahyi koklamış..
Vahyi çalışmış..
Anlamış..
Anlatmış..
Öyle, bir olmuş ki Kitab ile..
Vahiy ondan sorulur olmuş..
Tercüman-ı Kur'an olmuş..
Kur'an'ın tercümanı, o olmuş.

İşte o İbni Abbas..
Kur'an'ın o bir numaralı müfessiri..
Tefsir edilecekse âyetler..
İlk akla gelen..
Kapısı ilk çalınan..
Hz İbni Abbas..

Bakın, şu âyeti nasıl tefsir ediyor?
Ra'd Sûresi 41. âyetine..
"Bizim, yeryüzüne gelip, onu uçlarından eksilttiğimizi görmediler mi?..." (Ra'd-41)
Âyetindeki "eksiltmeye" ne diyor:

"Bu âyette geçen 'eksiltme'..
Rabbani alimlerin,
Hayır ehlinin..
Ve de salah ehlinin ölümü ile gerçekleşir!"

Gel de korkma!
Hele de..
Bu son günlerde..
İlim ehlinin..
Salah ehlinin..
Ve de hayır, hasenât ehlinin..
Bizleri bırakıp..
Bir bir bu fâni dünyayı..
Terk ettiği..
Şu günlerde..
Gel de kaygılanma!


Ya Rabb!
Bizleri..
Senin ehlinin..
Dünyadan çekilmesiyle imtihan etme!
Edersen de, eğer..
Ki, Sen dilediğine hükmedersin..
Eksikliklerini bize hissettirme!
Bizi de kendi yolunda istihdam eyle!