Batılılar "state" diyor..

Biz Müslümanlar ise "devlet" adını vermişiz..

"State"..

Adı üstünde, yani statik, durağan, donuk, hareketsiz..

"Devlet"e gelince..

Onun da adı üstünde..

Yani değişken, sabit olmayan, hareketli..

Doğrusu..

Devlet adı verilen aygıta..

Olması gereken şekilde, "Müslümanca" bakış ve yaklaşım ile..

Yanlış ve eksik bakış arasındaki farkı anlatmaya bu isimlendirmelerin hikmeti dahi tek başına yeterli..

Amaç değil araç..

Kalıcı değil geçici..

Donuk değil değişken..

Bunu söylerken, değersiz olduğunu kastetmiyorum..

Bilâkis, insanın ve de ehemmiyet verdiklerinin muhafazası..

Güvenlik ve adaletin yerleştirilip idamesi için, neredeyse olmazsa olmaz hükmünde..

2011'in hemen başındaki halk ayaklanması sırasında Mısır'da iken, polisin yani devlet çarşıdan, sokaktan çekilip de ortalık yağmacılara, çapulculara kaldığında hissetmiştim ilk devletin manasını..

Yani, Kanuni'nin..

"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi.." ifadeleri öyle boşuna değil tabii ki..

Ancak en nihayetinde bir araç..

Misyon sahipleri için araçlardan sadece biri..

Lâkin, çok üzülerek ifade edebilirim ki..

"İslami dava" iddiası ile yola çıkan çok yapı ve kişi için en keskin çıkmazlardan, en onulmaz saplantılardan birine dönüşmüş, dönüşmekte..

Siyasi, askeri, sosyal vs..

Hangi yol veya yollarla gelirse gelsin..

Bu marazı çoğunda kolayca görebiliyorsunuz maalesef..

Uzaklara gitmeye gerek yok..

Bu coğrafyada, hele de son birkaç senede yaşananlara bakın, hemen göreceksiniz..

Devlete hâkim zihniyeti değiştirme iddiasıyla yola çıkan..

Ve bu manada epey de mesafe kat eden Müslümanların..

Hâkim zihniyeti değiştiremeyince..

İddialarının tersine, o donuk, hareketsiz, statik zihniyetin..

Bizzat kendilerine de hâkim olduğunu görmenin acısını yaşamayan var mı içimizde..?

Hâlbuki üstte de ifade etmeye çalıştığım üzere..

"Müslümanca" bakışta devlet donmaz, durağanlaşmaz, hikmet neredeyse oraya hareket eder..

Yok, böyle olmaz da..

Batı, batıl yaklaşımda olduğu üzere..

Statikleşir, donup kalır, hatta bununla da kalmayıp sizi de olumsuz yönde değiştirirse, değiştirmişse..

Amacınızı kaybetmişsiniz demektir..

İddialı ifadeler kullanmak istemiyorum..

Kur'an'da adı ve kıssası geçen Peygamberlerin, aleyhimusselam..

Kendi dönemlerindeki cari sistemlerle ilişkilerine..

Ve de daha önemlisi bunların sonlarına bakın..

Kahir ekseriyetinin, değişmekten imtina ettikleri için, en nihayetinde Peygamberlerince terk edildiklerini..

Israrcı oldukları günahlarının, yanlışlarının azabıyla baş başa bırakıldıklarını göreceksiniz..

Verilen mesaj gayet açıktır:

Hz. Yusuf ve Hz. Süleyman gibi..

Nadir olsa da Tevhid ve adalete hizmette kullanabiliyorsanız, ne âlâ..

Yok, değilse..

Dünyanızı, Ahiretinizi bu uğurda feda ve heder etmeye gerek yok..

Bunu tabulaştırmayın..

Bırakın, gitsin, canı cehenneme!