Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam da O`nun pak Rasûlüne olsun.
Edep, Hz. Adem`den beri insan olan herkesin, özellikle de müminlerin kuşanması gereken en güzel huy… Peygamberler dahi edep gerektiren birtakım davranışlarla en yüce makamlara erişmişler.
Hz. Musa`nın mukaddes Tuva Vadisinde ayakkabılarını çıkarmasının istenmesi, bir edep talebidir. Hz. Meryem`e susma orucu tutmasının emredilmesi de böyle…
Cibrîl-i Emîn, ilk vahiy getirdiğinde Efendimiz(asv)`ı sıktıkça sıktı. Bu bir terbiye metodu da olabilir; kendi kalbinden Onun (asv) kalbine ilim ve hikmet akıtması da olabilir. Her ne olursa olsun, bu davranış da edebe dair bir meseledir.
Hayat, edeple anlam kazanır. Ne edep tesettürsüz, ne de tesettür edepsiz olur. Bugün edepsiz başörtülüler veya edepli başörtüsüzler eskiye nazaran hayli çoğalmış durumdadır. Artık edeple tesettürü birleştirmek zorundayız.
Tesettür tarih boyunca garipti, garip de kalacak gibi. Hz. Âişe (ra) ensar hanımlarının vahyi uygulamaya olan iştiyaklarını övdükten sonra şöyle buyuruyor: “Cilbab ayeti indiğinde, Medine`yi kara karga sürüleri basmış gibiydi.” Karga, yani gurab… Nebi`nin (asv) hanesinde ilim ve hikmet almış o mübarek kadın, tesettürlü kadınları sadece kara karga sürülerine benzetmiyor olsa gerek. Hz. Âişe annemiz tesettüre bürünen hanımlar için adeta “Gariptir onlar…” demek istiyor.
Rasulullah (asv) “Din garip geldi, garip gidecek. Gariplere ne mutlu!” buyuruyor. Yine, “Dünyada bir garib yahut bir yolcu gibi ol!” mealindeki hadis-i şerif de garipliğin gerekliliğinden bahsediyor. Ancak kadın, fıtratı gereği zühd manasında garib olamaz. O, takmak takıştırmak, giyinmek süslenmek ister. Allah`ın sanatını, yarattıklarını ve bahşettiklerini kendi üzerinde görmek ve göstermek ister. Şu halde kadının garib olacağı tek hal, tesettürlü hâlidir ve övülmüştür.
Kadın tesettürüyle ahlaksız çoğunluklardan garip ve farklı olduğu ölçüde uzun yaşar. Kargaların 250 yıl yaşadıklarını duyduğumda şaşırmıştım. Demek ki edebiyle, iffetiyle, takvasıyla, tesettürüyle topluma örnek olan kadının hakiki ömrü, dünyadaki ömrünün kat kat fazlası kadardır. O her zaman hayırla yâd edilir.
Tesettür yolculuğu, beşikten başlayan ve mahşer yerine kadar devam eden garip bir yolculuktur. Tesettür, çileli bir süreçtir. Hangi güzellik çilesiz olmuş ki zaten?
Tesettür ve edep, uğrunda en çok mücadele edilmesi gereken şeylerdir. Bunun ispatı İslam düşmanlarıdır. Onların en çok mücadele ettiği şeyler edep, iffet ve tesettür gibi olgulardır. Zira edep olmazsa öğrenilen ilim boştur. Yine kıssaların en güzeli olan Yusuf (as) kıssasının büyük kısmı iffetle alakalıdır. Tesettür de şu asırda, uğruna elini taşın altına koymamız gereken en büyük mesele, en önemli davadır.