Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah`a, salat ve selam da O`nun pak Rasulüne olsun.
Sizede olur mu bilmem; zihnimde her aya bir renk verir, bazen de bir isim koyarım ben. Birkaç yıl önce, kasım ayına birkaç gün kala annemlere gitmiştim. Babam bahçeden gelip eve girerken kendi kendine söyleniyor, ‘hâlâ açmamış ya!` diyordu. Neyin açmamış olduğunu sordum; anlattı. Kasımpatı adı verilen çiçek, kasım ayı gelmeden kesinlikle açmazmış. Babamın hayretle bahsettiği çiçek de yaklaşık bir haftadır çiçek şekline gelmiş fakat açılmamış. “Kasım ayını bekliyor.” dedi. Gerçekten de ertesi gün, yani 1 Kasım`da o çiçeğin açtığını gördük. O günden sonra kasım ayına itaat ayı adını verdim.
O bir çiçek ve Rabbi ona Kasımda açmasını emrettiği için Kasım ayını bekliyor. Aklı olmayan ve mükellef de olmayan bir çiçek bile böyle itaatkârsa bizler? Aman ya Rabbi!
Bu manada Peygamber Sevdalıları Platformu Kasım ayını ‘sahabe ayı` ilan edince bu ayda kendisine olan itaatimizin ve muhabbetimizin daha çok olmasını diledim Rabbimiz`den. Hayatının anlatılması ve öğrenilmesi tavsiye edilen hanım sahabelerin üçü de birbirinden güzel. Ancak belki ismi en az duyulmuş olan Esma binti Umeys`in hayat hikâyesidir. Onun hayatı insanda dert tasa bırakmıyor.
Hz. Esma, ilk evliliğini Hz. Cafer`le yapar ve Habeşistan`a hicret eder. Yıllarca muhaceret yaşadıktan sonra tam mutlu olacakken eşi Hz. Cafer Mute Savaşı`nda kolları kesilip vücudu ikiye ayrılarak şehid edilir. Efendimiz (asv) üstlenir acı haberi baldızı Esma`ya verme görevini. Evlerine vardığında Esma(r.anha), çocuklarının üstünü başını temizlemiş, saçlarını güzelce taramış ve eşinden güzel haberler beklemektedir. Şefkat Peygamberi(asv) bu durumu görünce gözyaşlarını tutamaz. Hz. Esma sorar: “Cafer şehid mi oldu ya Rasûlallâh?” “Evet ey Esma. Allah ona cennette iki kanat verecek.” Bu sözle Cafer b. Ebu Talib`in kollarının da kesildiğini üstü kapalı belirtir Rasulullah(asv). Hz. Esma bu habere dayanamaz ve dövünmeye başlar. Efendimiz(asv) da onu teskin eder ve isyan etmemesini, sadece ağlamasını söyler. Üç gün sonra da Hz. Esma`nın yanına gelerek çocuklarının geçimini ve masrafını üstlendiğini belirtir ve artık üzülmemesini söyler. Bu mutlu haberin ardından Hz. Ebu Bekir de bu kıymetli Müslüman hanımı sahipsiz bırakmak istemez ve ona evlenme teklif eder. Evlenirler.
Dünya hayatıdır bu, tam mutluluk hiç olmaz zaten. Evliliklerinin üzerinden uzun bir zaman geçmemiştir, Efendimiz(asv) Rabbine kavuşur. Ve Cafer`in acısı artık acıtmaz Hz. Esma`nın yüreğini. Vahiy kesilmiştir artık; sahip, dayanak, en güzel insan da göçmüştür ebedi âleme. Hz. Ebu Bekir halife olur ve her şey yolundadır. Bu defa da Hz. Esma`nın can dostu, Rasulullah(asv)`ın yadigarı Fatıma(r.anha) vefat eder. Onun acısı tazeyken Ebu Bekir, o sıddık insan da Hakk`a kavuşur. Dönemin şartları bir kadın için yalnız yaşamaya hiç de uygun değildir, hele de çocuklu bir kadın için. Ve Hz. Ali talib olur Hz. Esma`ya. Hz. Esma kabul eder ve bu iki güzel insan evlenirler. Hz. Ali ile evliliği sürecinde evlat acısı da yaşar Hz. Esma; oğlu şehid edilir. Ve İmam Ali`nin de şehadet vakti gelmiştir. Esma(r.anha) kendi tabiriyle ‘Arap gençlerinin en yiğit ve en asil delikanlısı`nı da uğurlar Rahman`a. Artık hiçbir acı beni yıkamaz, der. “Hayır, ey Esma!” derler. “Bu acı ‘benim!` diyenin kaldıramayacağı bir acı…” Ve doğru söylemiştir söyleyen. Kerbela faciası, İmam Huseyn ve yarenlerinin şehadeti öyle kolay atlatılacak ve unutulacak bir acı değildir. Sahi hâlâ yakmıyor mu yüreğimizi? İşte, Esma b. Umeys`in yaşadığı son acı bu olmuştur. Allah ve Rasulüne itaatle geçen bir ömrün resmidir Hz. Esma. Yeri geldiğinde açarak gönüllere sürur veren, yeri geldiğinde solarak dünyadan ayrılan kasımpatı çiçeği gibi. Selam olsun Esma`ya, iman ettiği Rasul`e, sırayla evlendiği yiğitlere…
Büyük acıları, ağır imtihanları kısa cümlelere sığdırdık, kıssanın kısasını anlattık. Kıssadan hisse de okuyucunun payına düştü. Rabbim hepimizi istifade edenlerden eylesin. Rahman`a emanet olunuz.