Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam da O’nun pak Rasulüne olsun.
Dünyanın gidişatı sizi de endişelendiriyor mu? Her şeyin birbirine karışmış olması, zulümlerin ayyuka çıkması, ahlaksızlığın bir virüs gibi yayılması, Müslümanların hem mazlum yerine göre de zalim olması, okunan Kur’an’ın gırtlaktan öteye geçmemesi, çocuklarımızı kötü bir geleceğin bekliyor olması huzurumuzu kaçırıyor mu?
Bir gün böyle düşünürken bir dostuma durumdan yakındım. “İnsanlar çok kötü oldu. Dünya git gide yaşanılmaz bir hal alıyor.” dediğimde “Dünya ne zaman yaşanılır bir yerdi ki? Efendimiz(asv) buyurmuş; dünya müminin zindanıdır.” dedi. “Tamam, dünya hiç yaşanılır bir yer değil ama bu dönem en yaşanılmaz dönemdir.” dedim. “Niye? Kız çocukları diri diri toprağa mı gömülüyor?” cevabını alınca İslam öncesi dönemlerin durumu bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti. Birçoğunu buraya yazmaya hayâ ediyorum.
Evet, dünya hiç yaşanılır bir yer olmadı. Dünya zindan, dünya hapishane. Ruhuyla, bedeniyle cennette uçan Hz. Âdem ve Hz. Havva’nın, bedene ve çeşitli ihtiyaçlara hapsedilip gönderildiği yerdir dünya.
Ruh ebediyete müştaktır. Beden onun kafesi… Kafeslenmiş ruhumuzun etrafında bir de dünyadan, dünyalıklardan duvarlar var. Her zulüm, her bir isyan yoruyor bizi. O güzel çocukluk dönemleri geride kaldı artık. Sokaklarda oynayan çocuklar çok az. Her yer kablolarla veya kablosuz ağlarla sarılmış. Peki ya çocuklarımızı nasıl bir gelecek bekliyor?
Ümitsizliğe gerek yok. Zira belki de ilk insanlardan beri herkes geçmişteki yaşantıya özlem duyuyor, dünyanın kötülüğünden yakınıyor. Ancak iyiler her zaman iyidir, kötüler de kötü. İyilik ve kötülük değişmiyor. Bizler çocuklarımıza iyi bir dünya bırakamamış olabiliriz ancak onlara miras olarak güzel ahlak ve insanlık bıraktıysak ne mutlu…
“Gün gelir dertsizlik dert olur.” demişler. Güzel bir derdimiz olsa, zaten o dertle ömür geçer. Derdin güzeli de vardır. Dertlerin en güzeli, İslam davasıdır. Allah rızasını kazanmanın derdini kendi nefsimize ve çocuklarımıza aşılayalım. Mazlumların derdiyle dertlenmek, iyi bir insan olmaya, kendini yetiştirmeye çalışmak, dünya zindanını Yusuf Aleyhisselam misali ilim yuvasına çevirmek, dünyayı bizi cennete ulaştıracak bir binek olarak görmek ve öyle yaşamak dünyaya neden geldiğimizi bize hatırlatacak ve sıkıntılarımızı azaltacaktır Allah’ın izniyle.
Rabbim dünyadan kazasız belasız çıkmayı, imtihanlarımızı alnımızın akıyla geçmeyi nasip eylesin bizlere. Âmin…