Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam da O’nun pak Rasulüne olsun.
Efendimiz(asv) dünya hayatının geçiciliği ile ilgili şöyle buyurmuştur: “Dünya ile benim misalim, bir ağacın altında gölgelenip sonra terk edip giden yolcunun misali gibidir.” (Tirmizi, Zühd 44)
Dünya bir konaklama yeridir. Hem de kısacık bir konaklama yeri. Buna rağmen dünya imtihanları yoruyor zayıf bünyemizi. Demek ki dünya hayatının kısalığını okuyoruz ama anlamıyoruz. Zira bilseydik ki hayat kısadır, dünyadaki hiçbir sıkıntı bizi etkisi altına alamazdı.
İnsan bu, konakladığı ağacın altında başına meyve de düşebilir, üstüne haşereler çıkıp insanın canını da yakabilir. Dünya bu kadar işte… Keşke bilebilsek.
Her sıkıntı zeval bulur bir gün, her elem diner. Her acı sona erer. Dünyanın kendisi bile son bulmayacak mı? Kıyamet kopup da dümdüz olmayacak mı? Hal böyle iken dünyaya nazaran minik bir nokta, kâinata nazaran bir zerre olan bizler, neden bu kadar sıkıntı çekiyoruz? Geçecek, bitecek, inşâallah hepsi sona erecek bir gün.
Kimisi vardır kısacık ömrünü huzurla yaşar ve o kısa ömre nice hayırlar sığdırır. Kimisi de uzun ömrünü dertle ve kederle geçirir. İmtihanlar onu öyle yormuştur ki, uzun yaşama düşüncesi onu hüzne sevk eder. O adeta yaşayan bir ölüdür artık, kendine bile faydası olmaz.
Dokuz yüz elli yıl yaşamış olan Nuh aleyhisselama dünyayı nasıl bulduğu sorulduğunda “İki kapılı bir oda gibiydi. Birinden girdim, diğerinden çıktım.” buyurmuştur.
Sıkıntılar bizim için, imtihanlar bize… Ancak bunlardan hasıl olan sevap da bize. İki kapılı bu handa, hoş bir seda bırakmak olsun en büyük derdimiz.
Hz. Ömer’e atfedilen bir söz var: “Şimdi elinden gelirken iyilik yap. Yoksa yarın kefeni yırtıp da elini çıkartamazsın.” Şu fani dünyada ne yapıp edip kendimizi hayırla meşgul etmeli. İki kapılı bu han bize zindan değil cennet geçidi olmalı.
Bazen bir güzel söz, bazen bir tebessüm bile ısıtabilir insanın buza kesmiş yüreğini. Küçücük bir çikolata, bir parça ekmek güldürebilir bir yetimin gözlerini. Az dememek lazım, bozuk para dediğimiz birkaç lira ile SMA hastası bir annenin, bir babanın kalbinde umuda vesile olabilir insan.
Dünya, ahiretin köprüsüdür. Bu köprüden geçerken dikkatli yürümeli. Allah’ın dur dediği yerde durup, yürü dediği yerde yürünmeli ki tehlikelerden emin olunsun. Allah’ın istediği gibi yaşamak O’nun sevgisini kazandırır ve O’nun sevgisini kazananın kalbi muhabbetullah ile dolar. Muhabbetle dolu bir kalp, İbrahim aleyhisselamın kalbi gibi mutmain olur. Hüzün, keder, sıkıntı o kalpten uzak olur.
Rabbim iki kapılı bu handan alnının akıyla çıkanlardan eylesin cümlemizi.