Hamd âlemlerin Rabbine, salat ve selam da O’nun pak Rasulüne olsun.

Ülkemizde bir zamanlar adının bile anılması yasak olan bir kavram var: Şeriat… Bilhassa rejim tarafından yasaklanan, anayasası bile toplatılan, yaktırılan, öz dilinde okunmasına idam cezaları verilen bir kanun…

Şeriatın ne olduğunu bilen biliyor da yanlış bilenlerin bilinçlendirilmesi gerekir. Çünkü bunu yetişme çağlarımda bizzat yaşadım. Nasıl ki beşeri kanunları masa başında oturup hazırlayan birileri varsa, şeriatı da âlimler tekkede, dergâhta, böyle yer minderlerinde oturup hazırlıyorlar sanırdım. Hani şu “Arabaya binmem, gâvur icadı! Telefon kullanmam!” diyen yobaz hocalar(!)… İnsan bu bakış açısıyla elbette beşeri kanunları tercih ediyor. Zira en azından onları yapanlar okumuş insanlar…  Ancak yine de hiçbir beşeri kanunun, ihtiyaçları tam karşılamadığını esefle görüyorsunuz.

Olayın bir de şu kısmı var ki, bana gerek okulda gerek çevremde öğretilen buydu: “Yüce Allah dünyayı yarattı. Başınızın çaresine bakın dedi. (Hâşâ) zaten kâinatı yaratmış, aklı vermiş, bir de kanun mu koysaydı? Bize neden tenezzül etsin?” Sonradan bu tarz düşünceye deizm adı verildi. Ancak cumhuriyetin ilanından sonra doğanların çoğu, adı konulmamış birer deistti. Okullarda şeriatın Hakk’ın kanunu olduğunu öğretecek değillerdi ya! Yobazların kanunları dediler. O okullarda yetişenler de çocuklarına şeriatı böyle öğretti.

Bazen şöyle düşünürdüm: “Ne olurdu yani Allah kâinatı yarattığı, yıldızlara/gezegenlere bile yol çizdiği gibi bizim için de kanunlar koysaydı? Burada herkes kendine bir kanun uydurmaz ve birbirini bu kanuna uymaya zorlamazdı.” Sonradan anladım ki Allah, bırakın insanoğlunu, kâinatın düzeni için en güzel kanunu koymuş ama insanoğlu yine kanun uyduruyor ve başkalarını da kendi kanunlarına uymaya zorluyormuş. Hatta bazen başkalarının kanunlarına da…

Şeriatı yanlış bilen masum kardeşlerim! Allah elbette yaratıp rızıklandırdığı gibi kanunlarıyla da âleme intizam verecek. “Sonra seni de din konusunda bir şeriat sahibi kıldık, ona uy; bilmeyenlerin heveslerine uyma.” (Casiye, 18) Peki sen de bilmezsen durum ne olacak? Bilmeyenlerin heveslerinin kölesi olacaksın.

Allah’tır yerin ve göklerin hâkimi! Hz. İbrahim’in “Ben de hem öldürür hem diriltirim.” diyen Nemrut’a dediğini hatırla: “Benim Rabbim Güneş’i doğudan getirir. Hadi sen onu batıdan getir bakalım!” (Bakara, 258)

Şeriat, âb-ı hayattır. Ölmüş kalpler onunla dirilir. Umuda susamış yürekler onunla inşiraha kavuşur. Mazlumların yüzü onunla güler. Canlı cansız her şey, onunla güvendedir. Sert görünen ahkâmının ardında bile sonsuz rahmetler gizlidir.

Zira şeriat, Rahman ve Rahim olan Allah’tandır.

Vesselam.