Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam da O’nun pak Rasulüne olsun.

Düzenli yürüyüş yapan biri misiniz? Yürüyüş esnasında nefesinizin kesildiği, şöyle biraz durup etrafı seyrettiğiniz, derin derin nefes aldığınız olur mu peki? Gerek kendimiz gerekse başka insanlarda şahit oluruz bu duruma. Görünürde bir yürüyüştür ama insanı bazen durmaya zorlar.

Bazen durmalı insan, nefes almak için… Yol zorlu olmasa da durmalı… Zorluklarla dolu bir yolda ise illa ki durmalı… Rasulullah(asv), Kendisine risalet görevi verilmemişken bile Mekke’de yaşanan hallerden, hayatın zorluklarından ve insanlığın nereye gittiğini düşünmenin yorgunluğundan dolayı Hira Mağarası’nda durur, dinlenirdi mesela…

Zaman oldu vahiy geldi. Vahyin ağırlığından yoruldu, ürperdi ve örtüsüne bürünüp dinlendi. Dinlenmekten kastımızı anlıyorsunuz, sadece maddi bir yorgunluğun dinlenmesi değildi bu.

Hz. Musa(as) Tuva vadisinde 40 gün Rabbi ile söyleşti. O 40 gün Musa aleyhisselama gerekli idi. Yusuf aleyhisselam kuyuda, sonra zindanda; belki Yunus aleyhisselam bile balığın karnında dinlendi. Hasta değilken dur durak bilmeyen, Parkinson hastası bir yakınım şöyle diyor: “Meğer ben kendimi ne çok yorarmışım. Allah durdurmasa da dinleneceğim yoktu.”

Günümüzde dinlenecek bir ortamımız yok, farkında mısınız? Azıcık dinleneyim diye uzandığımız yerde elimizdeki telefon yoruyor bizi. Ufacık Mekke’deki insanların haline üzülüyordu Allah Rasulü (asv). Bizler bir tıkla dünyanın diğer ucundaki keşmekeşe bile şahit olabiliyoruz.

Eskiden internet yavaştı. Bir tıklar, sonra sağı solu seyrederdik istediğimiz sayfa açılana kadar. Şimdi her şey son sürat… Tıklıyoruz ve biz gözümüzü kırparken sayfa açılıyor. İnsanı hıza yönlendiriyor. Anne-babalar çocuklarını dikkat eksikliği sorunu ile doktora götürüyorlar. Aynısı birçok anne babada, yani bizlerde de var ama farkında değiliz.

Tahammülsüzlük, birinin sözünü yarıda kesme, sabırsızlık, acelecilik ve hatta tembellik de bu hızdan kaynaklanıyor. Örneğin kesilmiş, hızlandırılmış bir videoda 10 dk süren bir iş, evde bizim birkaç saatimizi alıyor. Videodaki gibi olsun istiyoruz, seri ve düzgün. O yüzden girişmiyoruz bazı şeylere, tembelleşiyoruz.

Emekle güzelleşir her eser… Emek vermek yerine hemen olsun istiyoruz. Hâlbuki biraz dinlensek, dinlesek kâinatı… Her çiçeğin açmak için vaktini yahut mevsimini beklediğini görürüz.

Yarışla alakalı sunumlarda ‘hız tutkunları’ tamlaması geçer. Bizim hız tutkunu olmamız gerekmiyor, lütfen. Bize lazım olan, biraz sabır, biraz dinginlik…

Durmadan yürürseniz hançereniz yanar, aldığınız nefes bile acı vermeye başlar. Alsanız olmaz, almasanız olmaz. Biraz yavaş lütfen, biraz sabır, biraz doğa ve biraz DUA... Selam ve dua ile…