Bizi bir Ramazan ayına daha ulaştıran Rabbe hamd u senalar olsun. Efendimiz Muhammed’e salât ve selâm olsun.

Hepimizin bildiği bir acı gerçekle başlayalım yazımıza: Tembellik. Erteleme hastalığı, zamanı verimsiz kullanma, işlerin aksaması yahut yapılmaması, ilim yolunda ilerleme kaydedemememiz, zikirden gafil olmamız vs. hepsi bu tembellikten kaynaklanıyor.

Koskoca emekli ilahiyat profesörü ve hatırı sayılır bir hoca, kendisine imamların gelip tembelliği nasıl yeneceğimizle alakalı sorduklarını ve şayet bulabilirse ertesi gün onlara ve bize cevap vereceğini tweet atıyor. Aynı hal bende de var, diyor çekinmeden. İnsan ister istemez “Çok çalışkan gördüğümüz, bir manada sırtımızı dayadığımız kıymetli hocalar bile bu haldeyken…” diye yeis bataklığına saplanıyor. Neyse ki çözüm yollarını buldu da paylaştı sağ olsun.

En başta kendime, sonra üstüne alınanlara soruyorum: “Bu Ramazan da aynen devam mı tembelliğe?” Her işi yapılabilecek ilk fırsatta yapmak dururken, son fırsata bırakmaya, sonra da bir aksilik sonucu geciktirmeye hatta yapmamaya devam mı?

Bu Ramazan da devam mı mevt toprağı serpilmiş gibi duygusuz, tepkisiz, çaresizce oturup durmaya? “Zaten orucuz.” deyip yan gelip yatmaya… Bizden bir şeyler bekleyen başta kendimiz ve ailemiz olmak üzere, mazlumları, ihtiyaç sahiplerini bekletmeye bu sefer de devam mı?

Şu mübarek ayda, hazır şeytan zincire vurulmuşken, nefs de en yakın arkadaşının hasreti ile bir nebze akıllanmışken nefsi teselli etmek yerine “İyi oldu sana!” diyerek ruhumuza odaklansak fena mı olur? Günlerimizi Kur’an’la, zikirle, muhtaçlara yardımla, bir yetimin yüzünü güldürmekle süslesek mesela…

Hani bir yerde tıkanıp kalır ya insan, artık ben böyle geldim böyle gideceğim diye düşünür. Sanki hiçbir şey değişmeyecek gibi karamsarlığa kapılır. Olamamanın acısını hisseder ya derin derin… Allah’a kul, Rasulüne ümmet, ailesine bir fert, ana babasına evlat, topluma iyi bir birey olamamanın acısını… İşte Ramazan ayı bütün bu imkânsız görünenlerin imkânıdır.

Kardeşim! Aylardır eline kitap almadığından muzdaripsen, Ramazan ayında al, oku, açıl, yüz, kanatlan ilmin okyanusunda. Büyük düşünmekten korkma artık. Kalın, çok ciltli kitaplar korkutmasın gözünü. Çerez niyetine küçük kitap okumaktan geç de gıda olabilecek siyer, fıkıh, hadis oku. Raftaki en tozlu Kur’an’ı, en az okunanı aç oku bu sene, gönlü hoş olsun. Bakarsın ahirette sana şefaatçi olur.

İlgilenemediğin çocuğun bu ramazan ihya olsun. Yapamadığın şahsi işleri yap bu yıl. Bu bir spor olur, yardım çalışmaları olur, hiç fark etmez. Kendini, aileni, çevreni şımart; Rasulullah(asv) gibi rüzgârdan daha cömert olmaya çalış. Rabbinin meleklerini sevindir. Ramazan ayı ile maddi ve manevi dirilmek duası ile…