Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam da O’nun pak Rasûlüne olsun.

Söze sözün üstadından bir demet hakikatle başlayalım:
“Herkes ayna gibidir bakan da sen
Senin gözündür seni ihbar eden

Her neye bakarsan kendi yüzündür
Kimde ne görürsen kendi özündür”
buyurur Yunus Emre Hz’leri.

Bazen çevremizde gördüğümüz sorunları, aksaklıkları, vurdumduymazlıkları kendi içimizde dahi aşamadığımızı görürüz. Bunların en büyüğü ve toplumda bir ur haline gelmiş olanı tembelliktir. Efendimiz(asv) tembellikten ve acizlikten Allah’a sığınmıştır. Ümmet hakkında en çok korktukları arasında uykuya düşkünlük (bir manada tembellik) de vardır.

Çalışma, heyecan ve azim konusunda dünyada örneği görülmemiş Peygamberimiz(asv) bu duayı ediyorsa ve bizler bu duadan gafilsek vay bizim halimize…

Başlığa bakarak Tembellikle Mücadele Derneği kurulmasını önereceğimizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Zira takdir edersiniz ki tembel kimse o derneğe gitmekten, üye olmaktan ve derneğin herhangi bir faaliyetine katılmaktan da acizdir.

Tembellik öyle bir illet ki, sağlamı hasta, iyiyi kötü, zengini fakir, güçlüyü zayıf hale getirir. Sağlamken kişinin elini ayağını tutmaz eder. Adeta bir ağ gibi insanın zihnini ve kalbini kuşatır da onu hareketsiz bırakır.

Geçenlerde bir hocamızın sosyal medya hesabında yaptığı şu paylaşım, tembelliğin aramızda nasıl da ayrık otu gibi yayıldığını gözler önüne serdi: “Eskiden büyükler ‘Laf üretmeyin, iş üretin!’ diyordu. Şimdi iş üretmediğimiz gibi laf da üretemiyoruz artık.”

İstisnalar kaideyi bozmaz uyarınca bugün ümmet olarak derin bir tembellik bataklığına saplanmış durumdayız. İnsan bu tembellik hastalığını sadece kendine has sanıyor. Ancak azıcık cesaretiniz varsa, bu sorunu birilerine açtığınızda o kişilerin de aynı dertten muzdarip olduğunu görürsünüz. Bizi bu hale getiren nedir bilmiyorum ama çok geç olmadan bu halden acilen çıkmamız, kabirde uyanmadan dünyada uyanmamız lazım.

Bundan kurtulmak için bize İnşirah suresinin 7. ayeti yeter de artar. “Bir işten boşaldığında başka bir işe yönel.” Aslında tembellikten kurtulmanın da dinlenmenin de en güzel yolu budur. İnsan ortaya ürün çıkardıkça mutlu olur. Mutlu oldukça çalışkan, çalışkan oldukça gayretli…

Efendimiz(asv)’ın “İki günü bir olan ziyandadır.” sözü hem uyarı hem tavsiye hem de teşvik içermektedir. Tembellikten kurtulma yollarıyla ilgili bütün dünya milletlerinin çözümlerine baktığımızda, bu hadis-i şeriften daha kapsamlı, daha öz ve daha etkilisini bulamayız.

“Yarın da yapabileceksem bu işi neden bugün yapayım?” demek yerine “Bugün de yapabiliyorsam hemen yapayım.” diyerek tembellik damarımızı besinden mahrum bırakabiliriz. Yarın değil bugün!.. Sonra değil şimdi!..

Rabbim cümlemizi gaflet uykusundan uyandırsın. Tembellikten, bitkinlikten ve acizlikten cümlemizi korusun ve kurtarsın.