Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam da O’nun pak Rasûlüne olsun.

Başımıza ne gelirse gelsin, toplumda hangi sorunlar olursa olsun edep eksikliğinden kaynaklandığı bir zamanda yaşıyoruz. Şu bir gerçek ki insan, siyasi veya dini görüşü ne olursa olsun, zarar görmemek ve vermemek için edebe muhtaçtır. Tekkelerde, medreselerde bile ilk olarak edep öğretilirken bugün insanlık edepsizliğin kıskacında başına gelenleri film izler gibi izlemektedir.

Edebi olmayan âlimin kibri ve riyası olur. O kibir onu eninde sonunda Allah’a karşı kibirlenmeye kadar götürür. Önce hadislerle, sonra ayetlerle uğraşır da senelerdir gösterdiği çaba bir hiç olur.

Edebi olmayan yöneticinin adaleti de olmaz. Edepsiz tüccar malını hileli satar, insanlar arasında güvensizlik baş gösterir. Yaşadığımız şu garip çağda kadın-erkek, genç-yaşlı, dindar ve hatta ateist bile edebe muhtaçtır. Zira edep, insanı kötülüklerden koruyan en güzel kalkandır.

Büyüklerimizin unutulmayan nasihatlerindendir: “Dışarı yalnız çıkmayın. Mümkün mertebe yanınızda bir kardeşiniz olsun.” Bu nasihatin hem kadınlara hem de erkeklere yapılması, gerçekten de muazzam bir şefkat ve feraset örneği…

Yalnız gezmeyen güvende olur. Arkası kuvvetli, sırtı korunaklı olur. Edep, zayıflığını ve acizliğini bilmektir. Bir kurşunluk, bir bıçaklık ömrümüz var. Devir, kimsenin tek gezmemesi ve aynı zamanda yanındakinin de güvenilir olması gereken bir devirdir. Nerdeyse öldürülen kadın kadar öldürülen erkek ve çocuk da vardır. Kimi gündeme gelir kimi gelmez. Bize düşen, insan olarak zayıflığımızı kabul edip kendimize azami derecede dikkat etmek…

Edebin başlangıcı adab-ı muaşerettir. Kişinin ustasına, üstadına, hocalarına karşı saygılı, mütevazı ve itaatkâr olması da edeple alakalıdır. Hz. Ali (kv) “Edep bir damladır, damladı mı yok olur.” buyurur. Günümüzde adeta mendilin içinde taşıdığımız sütü damlatmama çabasıdır edep. “Haram mı? İstediğimi yaparım!”demekten ziyade, “Nasıl davransam da en güzel davranışı sergilesem, kendimi ve çevremi korusam?” sancısıdır. Kaldı ki günümüzde haramlara karşı da öyle bir rağbet var ki, Allah sonumuzu hayır etsin.

Rabbim edebin maddi ve manevi zırhını bize giydirsin. En güzel kıyafet olan edebi üzerimizde bir ömür taşımayı nasip etsin. Yüzü kızarabilmekten utanmamayı ancak yüz kızartıcı işlerden utanmayı lütfetsin. Edebin allığını yüzümüzün en güzel süsü eylesin Rabbim. Mubahlarla değil edeple yaşayan, edeple korunan, edeple ölen ve edeple dirilen kullarından eylesin cümlemizi.