Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selâm da O’nun pak Rasûlüne olsun.

Neyin medeniyet neyin deniyet olduğunun karıştırıldığı bir çağla imtihan ediliyoruz. Aslında bu imtihan bizzat bizden kaynaklanıyor; kötülüklere göz yummamızdan… Bir-iki sustuk mu zaten o kötülük veya hayâsızlık toplumda ufaktan ufaktan yerleşmeye başlıyor.

Örneğin bir parkta karşı cinsten olanla bir kere istediği gibi davranabilen, müdahale görmeyen kişi, sonra da aynı parkı tercih ediyor. İki-üç derken o mekânı nerdeyse … odası gibi kullanma hakkını kendinde buluyor. Çünkü öncesinde defalarca aynı işi yapmış; ama tepki görmemişti.

Tepki göstermek de zor bu zamanda… Tepki gösterdiğiniz zaman ortamdakilerin size karşı çıkıp çıkmayacağını bilmek çok zor. Haklı olduğu halde azınlık olduğu için, mesele çarpıtılarak haksız duruma düşürüleceğinden de korkuyor insanlar. Alçaklığı medeniyet, hayvanca yaşamayı özgürlük sanan bir zihniyet türedi maalesef. Hayvanca dediysek, bu zihniyettekiler sadece cinsel arzuları için istiyorlar böyle bir özgürlüğü…

Belgesellerde, sokaklarda, parklarda hayvanların yaptığını gördüğümüz birtakım şeyleri, insan suretiyle uluorta yerde yapmanın adı medeniyetse, umumi tuvaletler de kaldırılsın(!). Hayvana benzetildiği zaman ‘Hayvan sizin gibi yobazlardan iyidir’ diyen sözde özgürlükçüler, kişisel ihtiyaçlarını da ağaç diplerine, duvar kenarlarına gidersin madem? Hayır ama… İstedikleri sadece şehevi arzularını tatmin…

Hayvanca yaşamaya çalıştıkları özgürlüklerden, hayvanlar kadar ürün çıkaramıyorlar. Ortaya çıkan şey kaos, ahlaksızlık, babasız-anasız çocuklar, çöplüğe bırakılmış bebekler vs. “Biz sevgiliyiz, istediğimiz yerde istediğimizi yaparız.” diyorlar. Git o her istediğini anne babanın, dayının amcanın karşısında yap o zaman!.. Ev diye bir şey var, ne işin varsa orda hallet. Kavganı da, sevmeni de… Sokakta kavga ediyorsunuz, sizi ayırmaya çalışanın hayatı kararıyor sonra.

Özgürlük, toplumun değer yargılarını yıkmadan, insanlara maddi veya manevi zarar vermeden yapılabilen şeylerde mevzubahistir. Etrafımızda yaygın olarak yapılan birçok hareket aslında özgürlük değil… Esasen toplum olarak bizim, özgürlük derslerine ihtiyacımız var.

Ailecek bozuk olanların sayısı hamdolsun ki çok az. Kızı veya oğlu sokakta ahlaksızlık yapacak ve anne baba da buna razı olacak; bu pek olmaz. Bütün mesele çocuklarını uzağa gönderen anne babalarda bitiyor. İstanbullu bir gencin büro yönetimi okumak için Adana’nın küçük bir ilçesi olan Ceyhan’da ne işi var? İstanbul’da okul mu bitti?

Memleketinde ana babasının yanında çalışıp ev kirası vermemek dururken, vatandaş şehir dışına gidiyor ve hemen hemen aynı paraya bir de ev kirası, elektrik faturası vs. ödüyor. İşte bunlar hep özgürlük(!) için… Gittiği yerde istediği gibi yaşamak, istediği ahlaksızlığı yapmak ve gittiği yeri de bozmak için.

Biz hayvan değiliz. Hayvanlar gibi yaşayamayız. Hayvanca yaşamak isteyenlere tepkimiz hem kendimiz hem de onlar için, Efendimiz(asv) gibi “Allah’ım, bilmiyorlar. Bilselerdi yapmazlardı.” hassasiyetiyle olmalıdır. Vesselam.