Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selâm da O’nun pak Rasûlüne olsun.

Geçenlerde poşetin mucidinin oğlunu gördüm haberlerde. Adam diyor ki: “Babam, poşeti çevre kirlenmesin, ağaçlar kesilmesin diye üretti. Cebinde poşetle gezerdi ve bir poşeti aylarca kullanırdı.” Dünyada ilk plan yapan, görev listesi oluşturan şahıs da bizim halimizi görse, sanırım şaşırır. “Ben plan yapmayı zamandan tasarruf olsun diye buldum…” diyerek bir dizi sitem sıralar.

Plan yapmaktan iş yapmaya fırsat bulamıyoruz. Defterimizde ya da zihnimizde her şey plana oturtulmuş. Tıpkı inşa edilmek üzere planı yapılmış bir bina gibi… Ancak gelin görün ki o planı uygulamaya vaktimiz yok.

Öğrenci verimli ders çalışabilmek ve zamanını iyi değerlendirmek için plan hazırlıyor ama bunu uygulamaya yetecek azmi yok. Her hafta yeni plan ve programlarla heba ediyor günlerini.

Yazarın aklında yazı veya kitap yazacak onlarca konu var. Bunları not alıyor, planını yapıyor ve sonra planla birlikte fikirler de kenarda bekliyor. Hasbelkader bir kitaba başlıyor. Sonra bir başkasına… Derken planlanan günde planlanan hedefe asla ulaşamıyor ve hevesi kırılıyor.

Ev hanımı işlerini planlıyor ama “Birazdan, birazdan…” diyerek erteliyor. Üstüne yeni işler de gelince, yaptığı plan elinde kalıyor ve haydiii yeni planlar yapmaya…

Yapılacak hangi iş olursa olsun, toplumun büyük kesimi ertelemekle meşhur… Ortalık, her gün sağlıklı beslenmeye ve spor yapmaya karar verip yapmayan şişmanlarla, ilacını zamanında almayan hastalarla, görevlerini sürekli aksatan işçilerle, sonunda hep kendisi üzülen pişmanlarla dolu…

Planlı olmak iyidir ama planlar bazen bize okul yıllarımızı hatırlatıp bizi kendisinden soğutabilir. Ödevler ne kadar soğuksa planlar da öyle gelebilir. Bunun yerine daha etkili yöntemler geliştirmeliyiz. “Yapılacak iş kısa süren bir işse hemen yapmak” gibi. Komik ama gerçek; plan yapacağımız sürede yapılabilecek işler var. Planını kuracağına kalk da yapsana güzel insan!

Müslümanlar olarak bizi Allah’a yaklaştıracak her şey güzeldir. Bu bir hasta ziyareti olabilir, çocuğumuzla ilgilenmek olabilir yahut nafile ibadetlere başlamak olabilir. Nafile oruca daha yeni başlamışsak, pazartesi veya perşembeyi beklemeyelim. Zira pazartesi ve perşembe günü o orucu tutturmamak için, şeytan elinden geleni yapacaktır. Nafile namazlar için akşamı ya da sabahı beklemeyelim. Bulunduğumuz ana en yakın hangisiyse kalkıp kılalım. Bir arkadaşım vardı. Sabah namazını kılmadığı gün diğer namazları da kılmazdı. Bizim iş biraz da buna benziyor.

Ömür kısa… Plan yapmaya yetmeyecek kadar kısa hem de… Rabbim işlerimizi kolaylaştırsın, planlarımızı en kısa zamanda uygulamayı, yeni hayırlara kanat açmayı, sıkıntılarımızdan kurtulmayı nasip etsin. Ahirette aleyhimize olan planlar ve işimize yaramayacak hayaller kurmaktan bizi muhafaza eylesin.