Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selâm da O’nun pak Rasûlüne olsun.
Bir toplumda, bir şehirde, bir ilçede hatta bir mahallede azıcık sözünüz geçiyorsa ve hatırınız sayılıyorsa, insanların size sorduğu danıştığı ilk meselelerin başında çocukları gelir. Çocuğunun okul derslerinden, namazsızlığından, ahlakının bozulduğundan yahut başka sorunlardan bahsetmişlerdir hep. Çünkü çocuk önemli, çocuk istikbal, çocuk canımızdan bir parça…
Çocuklarımızın psikolojisi bozulmasın diye onlara duyurmadığımız şeyler vardır. Borçları, aile içi tartışmaları, ağır hastalıkları “Aman çocuk(lar) duymasın!” der sır gibi saklarız. Ancak buna karşın, çocuktan asıl saklamamız gereken şeyleri taramalı silah gibi ağzımıza geldiği gibi söyleriz. Çocuklar duymasın evet, ama en başta neyi duymasın ona dikkat çekmek isteriz biraz.
Çocuklardan saklayabildiğimiz kadar saklamamız gereken ilk şey, dünyada namaz kılmayan Müslümanların olduğu (acı) gerçeğidir. Çocuk bilecek ki, her Müslüman namaz kılar ve namazı sever. Filanca namaz kılmazmış, falanın oğlu zorla kılarmış vs bunları duymamalı çocuk. “Yavrum haydi namaza!” dediğimizde “Bir sürü kişi namaz kılmıyor.” diye kendini avutacak bir bahaneye sarılamamalı.
Çocuklar ümmetin tembelliğini, Müslümanların pasifliğini, cami cemaatinin devamsızlığını, Müslüman esnafın hilesini, İslami camiaların içindeki anlaşmazlıkları, medreselerdeki birtakım sorunları, yurtlardaki aksaklıkları duymasın. Aksine geçmişten günümüze İslam’a hizmet vermiş, Allah yolunda yılmadan, bıkmadan, yorulmadan çabalayan kimselerin hayatlarından bahsetmeliyiz onlara. Herkesi bir Hasan el-Benna, bir Afiyet Sıddıkî, bir Bediüzzaman gibi bilmeli. Öyle bilmeli ki çıtayı yüksek tutsun. Seviyeyi sıfırdan başlatıp kendini pasifleştireceğine, yüksek hedefler peşinde koşup Allah rızası uğrunda yoğrulsun.
Sürekli eleştirdiğiniz bir medreseye, bir yurda yahut bir okula (mesela imam hatip okullarına) gitmeye çocuğunuzu ikna edemezsiniz. Zorla gönderseniz ve gönderdiğiniz kurumda bütün aksaklıklar giderilmiş olsa bile o çocuk eleştirecek bir şey mutlaka bulacak ve o ortamın faydalarından nasiplenemeyecektir.
Biraz abartılı gelebilir ama çocuklar, bütün Müslümanların her işi Allah rızası için yaptığını ve bundan başka hiçbir rıza gözetmediklerini bilmeli; gerçekte böyle olmasa bile. “Çocuklara yalan söyleyelim.” demiyorum. Çocuklara bütün gerçekleri söylemeyelim yeter. Allah için yaşanır, Allah rızası için ibadet edilir ve Allah için ölünür; o kadar.
Çocuklar hiç kitap okumayan Müslümanları değil, kitapsız günü geçmeyen âlimleri yahut insanları duysun. Aylar geçtiği halde Kur’an kapağı açılmayan evlerde büyümesinler; Kur’an’ı kendimiz de açıp okuyalım sık sık. Bir namazda Kur’an’ı hatmeden Hz. Osman’ı duysun çocuklarımız. Kısacası örneklerimiz hep aktif Müslümanlar, güzel icraatlar olsun. Vesselam.
Sezgin Özbay