Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selâm da O’nun pak Rasûlüne olsun.

Bir gün bir dost, ansızın bir soru sordu: “Peygamberimiz(asv) dışında dünyada iki tane peygamberi görme hakkın olsa hangilerini görmek isterdin?” Cevap yıllardır hazırdı: “Hz. Lut ve Hz. Musa.” Şaşırdı. “Herkes Hz. Yusuf’u ya da Hz. İbrahim’i görmek ister. Hz. Musa da neyse ama neden Hz. Lut?”

O günlerde LGBT’liler yine yürüyüş yapmıştı, yine iğrenç görüntüler –sosyal medya yaygın olmasa da- ekranlara düşmüştü. Sordum kendisine: “Şu bakmaya iğrendiğimiz, haklarında ağır laflar ettiğimiz insanların karşısına geçip ‘Bu pisliği yapmayı bırakın, gelin kızımı alın.’ deyip kızını onlara gelin verir miydin?” Suratı değişti, “Düşünmesi bile kötü!” dedi.

Hani bir derdi çekmeyen bilmez ya. Ancak yaşayınca anlar insan o yüce insanların (as) neler çektiğini. İşte şimdi Lut (as)’ın çektiğinin zerresini yaşıyoruz. Öyle bir devir düşünün ki o sapkınlığın toplumun çoğunluğuna yayıldığı, o pislikleri yapmayanların şehirden atıldığı… Hem de o insanların tertemiz olduğu, kendilerinin yaptığının pis bir şey olduğunu bile bile. “Onları (Lût'u ve taraftarlarını) kentinizden çıkarın; çünkü onlar, fazla temizlenen insanlardır." (A’raf,82) diye diye

Hz. Lut her haliyle merak edilecek bir peygamber… Melekler azabı haber vermek için geldiklerinde içini korku kaplayan, “bu çetin bir gündür” diyen bir peygamber… Bizzat kendi evinde düşmanını besleyen, belki kötülüklerden biraz da olsa uzak kalır ümidiyle karısını nikâhında tutan bir erkek…

Hz. Lut’un karısı, erkek kılığındaki melekleri görünce kavminin yanına koşup haber veriyor. İnsanların evlerine gelen misafirlere bile göz koyan, sapkınlıkta sınır tanımayan bir kavim var sahnede… “Bunları bize ver!” diyorlar Hz. Lut’a. "Ey kavmim! İşte size kızlarım, onlar sizin için daha temizdirler. Gelin Allah'tan korkun, beni misafirlerime rezil etmeyin. İçinizde hiç aklı başında bir adam yok mu?" diyor Lût(as). (Hûd, 78) Elinden gelen her şeyi yapmış bir insanın feryadı bu. Maalesef aklı başında bir tek adam yok muhatapları arasında. "Sen de bilirsin ki, bizim senin kızlarınla bir ilgimiz yoktur. Sen bizim ne istediğimizi gayet iyi biliyorsun." Allah’ın peygamberini "Ne olurdu size karşı bir kuvvetim olsaydı, ya da çok sarp bir yere sığınabilseydim." dedirten bu onursuzlara karşı meleklerin verdiği “Sabaha kökleri kurumuş olacak. Sabah yakın değil mi?” tesellisi Hz. Lut’un ne derin acılar çektiğinin göstergesidir.

Meleklerin rehberliğiyle sabaha doğru şehirden çıkış yürüyüşüne başlar Hz. Lut. Kendini onurlu sanan onursuz ve nursuzların sonunu getiren kutlu bir yürüyüştür bu… Ama öncesinde rahmet ve şefkat vardır, toplum ıslah olsun diye kendini ve ailesini feda etme vardır, dua ve tebliğ vardır. İşte bundan sonra gelen yürüyüşünün sonucu, onursuzların sonu olur. Rabbim kendilerine onurlu diyen onursuzların şerrinden bizi, çocuklarımızı ve yeryüzünün tüm çocuklarını korusun.