Hamd olsun namazı var edene, yâr edene, amel defterimize kâr edene…
Salât ve selâm olsun Miraç`tan namazla dönen Efendimiz Hz. Muhammed`e…
İsra ve Mirac… Kutlu, nurlu ve huzurlu iki yolculuk… İsra ile Kudüs`ün, Miraç ile Kuddûs olan Rabbin kapısına vardı Nebi(asv) Ruhu`l-Kudüs refakatinde… Tam da Hüzün Yılı`nda… Efendimiz(asv)`ın en büyük iki destekçisi olan amca Ebu Talib ve yâr Hz. Hatice`nin vefatından sonra… O Ebu Talib ki, yeğenini bütün azgın müşriklere karşı korur, kanatlarının altına alırdı. O Hatice ki, sinesini, kalbini Rasulullah(asv)`a açar; Rasûlullah(asv)`ın sinesini açar, ferahlatırdı.
O Hatice (r.a) ki, O`nun yokluğunu ancak Hakk doldurabilirdi. O Hatice(r.a) ki, onsuzluğun acısı ancak Hakk`la hemhal olunduğunda hafiflerdi. Yedi kat göklerde unutulurdu ancak onun yokluğu… Çünkü o, anne gibi eş idi, annesizliği hissettirmeyendi, annece bağrına basandı. Anne gibi eş, Hatice… İsmi gibi erken gelen Hatice; dünyaya, imana, İslam`a, hayra, cennete… Yâr Hatice, yâran Hatice… Allah`ın selam gönderdiği tek kadın: Can Hatîce, canan Hatîce… Yokluğunun boşluğu ancak Hakk`ın katında dolabilen Hatice…
Rasulullah(asv) Mescid-i Aksa`da bütün peygamberlere imamlık yaptıktan sonra başladı göklere yolculuk… Göğün katları bir bir geçilip Rabbin huzuruna varılınca yaşandı en büyük saadet… Efendimiz(asv) birkaç müjde ile sevindirildi. Bu müjdelerden biri de namazdı.
Efendimiz(asv) ve ashabı zaten namaz kılıyorlardı ama Rabbimiz bu kutlu buluşmada namazı farz kıldı. Şimdi ey namazı ağır gören, yüksünen nefs! Rasulullah(asv)`ı Hüzün Yılı`nda katında ağırlayan Allahu Teâlâ, namazı O`nun sıkıntısına ek bir sıkıntı olsun diye mi farz kıldı yoksa O`nun sıkıntısını hafifletsin diye mi?
Allahu Teâlâ namazı ümmete de farz kıldı. Acaba Allah (c.c) namazı ümmetin beline kambur olsun diye mi yoksa sırtımızdaki yükleri hafifletsin diye mi farz kıldı ey namazdan hoşlanmayan nefs! Namaz huzurdur, huzurda durmaktır, huzurda kalmaktır. Huzur, ancak Allah`la anlam kazanır.
İsra`da Efendimiz(asv)`ın imam olup namaz kıldırması, Mirac`da Rabbimizin huzurunda namaz kılması ve Mirac`dan namaz müjdesiyle gelmesi, namazın önemini anlamamız için yetip artmalıydı. Sıkıntılarımız bizi alışverişe ve tüketim çılgınlığına değil, seccadeye yönlendirmeliydi. Huzuru caddelerde değil, seccadelerde arayabilmeliydik. Biz müminler için de namazın bir nevi Mirac olduğunu hakkal yakin bilip namazla ferahlayabilmeliydik. Rasûlullah(asv) gibi her fırsatta namaz kılmak için bahaneler aramalıydık; yağmur yağmadığında, güneş veya ay tutulduğunda, sıkıntıya düşüldüğünde…
Namaz başımıza taç, gönlümüze ilaçtır. Namaz, kimsesizliğin iliklerimize kadar işlediği ve etrafımızda kimseleri bulamadığımız zamanlarda, şahdamarımızdan yakın olan Rabbimizi bize buldurandır. Namaz, sabırla kafa kafaya verip bizi sıkıntılarımızdan kurtaran en güzel dostumuzdur. Namaz, Hatice`sini kaybeden güzel insanlara verilmiş en güzel yârdir. Vesselam…