Malcolm X`in hayatını aç çok biliriz. Kendisi kötü suçlardan dolayı cezaevindeyken İslamla tanışır ve kabul eder. Dışarı çıktığında kendini yarı tanrı-yarı peygamber ilan eden ama Hz. Resulullah (asv)`ın dini üzere olduğunu da iddia eden Elijah Muhammed isminde bir kişinin cemaatine devam eder. Malcolm X`in anladığı (ona dikte edilen) din anlayışına göre İslam, sadece zenciler içindir. Hz. Muhammed`in dini, Yahudiliğin İsrailoğullarına has olması gibi sadece zencilere hastır.
Gel zaman, git zaman Malcolm X, Hacca gider. Orda siyah, beyaz, sarı… her renk ve milletten insanları görünce kendi deyimiyle şok geçirir. Küçük bir araştırmayla İslamın evrenselliğini, dileyen herkesin bu dini çok basit bir ameliyle tercih edebileceğini ve de İslamın hiçbir ırka, hiçbir renge hapsolunamayacağını anlar ve Hanif ve Rabbani, tabi ki, Tevhidi bir çizgiye dönerek mücadelesini şehadetle taçlandırır.
… Kahrolsun! İslamı bilerek ve entrikalarla bir ırka, bir coğrafyaya, bir alana hapsetmek isteyenler..!
…Islah Olsun! İçindeki dengeleri yakalayamayıp ölçülerini tutturamadan ve kasıtsız olarak İslamı bir yerlere sıkıştırmak isteyenler..!
********
Malcolm X`in hayatında dikkate değer çok şey olmakla birlikte bir şeyi atlamamak gerekiyor ki o da; Elijah Muhammed sapkın sözde İslami çalışmalarıyla ABD Rejiminin hedefi haline gelmez. Malcolm, Elijah Muhammed ile hareket ettiği dönemlerde çok hızlı bir aktivist olmasına rağmen rejimin baskısına maruz kalmaz. Ne zaman ki Hicaz dönüşünde Tevhidi bir dönüşüm ve buna bağlı çalışmalar içine girer, işte o zaman FBI başta olmak üzere Amerika`da Rejimin ilgili bütün kurumlarınca takip ve tarassut artarak devam eder. Elijah Muhammed ile bağlarını koparan Malcolm, ciddi ve dolu dolu bir çalışmayla ABD`yi ürkütmeyi başarır.
Elijah Muhammed`e dokunmayan, Onun çalışmalarından rahatsız olmayan rejim Malcolm`a ise aman vermez. Ve dediğimiz gibi neticede şehid edilir.
Düşünüyorum da ABD için Elijah Muhammed`in varlığı, olmamasından daha faydalıydı. Çünkü O, sapık ve zencilere has kıldığı İslam ile ABD`nin ekmeğine yağ sürüyordu. Nitekim ABD gibi şeytanın büyüklüğüne oynayanların meşhur bir taktikleri vardır. “Yok etmekten aciz kaldığın düşmanını bari tehlikeli olmaktan çıkar” veya “Varlığıyla sana faydası olacak düşmanı yok etmeyeceksin. Onu senin için zararsız hale sokacaksın. Bu şekilde düşman olması hesabiyle sana zarar veremeyecek ama dolaylı olarak emellerine hizmet edecek.”
Bu durum, şeytanın insanı namazdan alıkoyamayınca bari sevaplarını azaltmak için uğraşması taktiğinin aynısıdır. Hani, İblis insanları hayırlı bir işten alıkoymaya çalışır lakin başaramayınca en azından o hayırlı işin içini boşaltıp şekli bir hale sokmaya çalışır ya, onun gibi işte…
ABD için zenciler gözden çıkarılmışlardı. Dolayısıyla İslam olup olmamaları pek de anlam ifade etmiyordu. İslamın zencilere has oluşu(!) ABD`li beyazları İslam`dan alıkoyuyordu. Bunu da zaten Elijah Muhammed bizzat yapıyordu. ABD`nin beyazları İslam`dan alıkoyması için yorulmasına gerek kalmıyordu. Ama Malcolm, işleri değiştirdi. Beyazlara da hitap eden söylemlerle tehlike oluşturmaya başladı. Artık o, beyazlara da hitap eden bir DİN ile ortaya çıkmıştı. Bu, söylerken bazılarına kolay gelebilir. Ama Malcolm`un İslamın kapılarını beyazlara da açan anlayışını kabullenmesi, içselleştirmesi daha da önemlisi bunun gayretine girmesi gerçekten tarihe kaydedilmesi gereken bir örnektir. Şimdi burada bırakalım. Haftaya inşallah devam edersek Malcolm X`in yaşadığı dönüşümünün tarihte ender rastlanan bir eylem olduğunu somutlaştırmaya çalışayım.
Bu vesileyle Kurban Bayramınız mübarek olsun.. Zindanlarda, Hicretlerde ve Şehidlerinin mezarlarında bir bayramı daha yaşayacak olanların ve Van Depremini yaşayıp da acıları devam eden kardeşlerimizin Bayramını özellikle tebrik ediyorum.
SELAM VE DUA İLE