Kullarını değişik şekillerde imtihan eden Rahmeti Gazabını geçmiş olan Allah Celle Celaluhu`ya hamd olsun..
Getirdiği haberlerde sadık olan, gösterdiği yolda dosdoğru olan Hz. Ahmed`e Selat ve Selam olsun..  
Öncelikle Van`daki depremde hayatlarını kaybedenlere Rabbimizden rahmet ve mağfiret; Geride kalan yakınlarına, depremi ve sonrasındaki tarifsiz acıları yaşayan kardeşlerimize sabr-ı cemil ve gönül genişliği diliyorum. Ekranlarda o görüntüleri seyredip de etkilenmemek belki gözleri nemlenmemek mümkün değil. 
 
İmanı olan herkes hatta zerre insanlığı kalmış herkes büyük bir acının bileşkesinde insanlığının gereğini yaptı. Üzüldü, kendince yardım elini uzattı, dualar etti, ağlayıp gözyaşı döktü. Ama maalesef bir süredir yazı konumuz olan Kürt-Türk meselesinde izah etmeye çalıştığımız bazı durumlar, iki tarafın vicdansızları tarafından somut bir şekilde gözler önüne serildi.
 
Enkaz altında insanlar can çekişirken iki taraftan bazı vicdansızların insanlıkları enkaz altında kaldı ki kurtarmaya kimsenin mecali yok. Hangi söylemleriyle kimlere gönderme yaptığımı anlamış olduğunuzu varsayıyor adresi sizlere teslim ediyorum.
Ancak açıkça söylemekte fayda gördüğüm şu husus var. “Deprem bölgesi dahil Doğu ve Güneydoğu yerel yönetimlerinin kahir ekseriyetini elinde tutan BDP ne yaptı?” sorusu üzerinden BDP`nin Van Depreminde enkaz altında kalan insanlara yetişmemesi sorgulandı. Kimin kaldığı Billahi hiç önemli değil ama onların halklarına karşı samimiyetsizliklerinin vurgusu olsun diye söylüyorum; Kürt Halkının sözde sözcüleri Kürt Halkına bu kadar mı duyarlı? İşte bu ortaya çıktı.. 
 
Yoo! Mal bulmuş mağribi gibi bir açıklarını yakalamışken onlara yüklenmek gibi bir basitlik yapmıyorum. İnanız ki, Bu hafta yazımın konusu deprem olmasaydı aşağıda tema olarak işleyeceğim husus olacaktı. Bundan önce de şunu belirteyim; BDP bölge belediyelerinin insanın canı çıkarcasına kayıtsız ve ilgisiz kalması sorgulanmaya ve eleştiri almaya başlayınca o meşhur Komünist propaganda taktiğine sarılarak “Devlet yetkilileri yardım tekliflerimizi geri çevirip bizi kovdular” gibi samimiyetsiz bir beyanın arkasına sığınıp Kürt Halkına yardım ellerini uzatmamalarına setre yapmaya çalıştılar. “Onların bu yalan beyanları ellerindeki belediyelerin imkânlarıyla Van`a yetişmemelerinden daha yüz kızartıcıydı onlar için” diyeceğim ama kızarması için önce yüz olması gerekir.
 
Deprem olmasaydı yazımdaki tema şu olacaktı;
PKK ve siyasi uzantıları asla ve kat`a Kürt Halkı için ortaya çıkmış değildir. Onlar Kürt Halkının varlık sebebi olan haklarını kendilerine propaganda yapmak için, Kürt Halkını sıçrama noktası yapmak için kullanmaktadırlar. Çok iyi biliyorlardı ki, Sosyalist ve Marksist söylemlerle taban bulamayacaklardı. 
 
Kürt Halkından destek görmek bir yana dışlanacaklardı. Kürt Halkı onlar için çok da bişey ifade etmiyor. Ediyor olsaydı söyler misiniz Mecliste kaç dönemdir İmralı Sakini ve Eşcinseller dışında neyin mücadelesini verdiler? Varsa yoksa İmralının şartlarının iyileştirilmesi veya salıverilmesi. Eğer onlar Kürt Halkına değer veriyor olsalardı İstanbul ve Erzurum belediyelerinden önce Van`a yetişirlerdi. Örgütün şantiyesi haline getirdikleri belediyeleri örgüte kestikleri makbuzlardan birini de Kürt Vanlılar için keserdi.
SELAM VE DUA İLE