Baas rejiminin esareti altında zulüm, vahşet, korku ile altmış yılı aşkın yönetilen Suriye...

Baas rejiminin acımasızlığını, gaddarlığını duymayanımız kalmamıştır sanırım. İnsanlık dışı bir vahşet yaşanmış yıllarca!

Yaşadıkları Suriye halkını canından bezdirmişti ki dünyanın dört bir yanına göçmek zorunda kaldılar.

Mülteci durumuna düştüler. Bu kaçışlar nice bedenleri kıyıya vurdu; Aylan bebek gibi!..

Neler yaşadıklarını bilmeden acımasızca eleştirilere, hor ve hakir görülmeye maruz kaldılar. İnsanlık adına utanç veren tablolara şahit olduk.

Altmış küsur yılda bu halk nelere şahit oldu, neler yaşadı!!!

Baas rejiminin acımasız, vahşi ve iğrenç yüzü gün yüzüne çıktı iki hafta önce.

Yapılan insanlık dışı muameleler, cezaevlerinde yaşanan zulümler... Sednaya Hapishanesinde tüyler ürperten, insanın kanını donduran kareler!!!

Yaşadıkları vahşetten dolayı aklını yitirenler, zindanlarda her türlü işkencelere, vahşete, istismara maruz kalan kadınlar… Dilimiz varmıyor ama Esad rejiminin zindanlarında istismara uğrayan, doğurduğu çocuklarının babasının kim olduğunu bilmeyen kadınlar, preslenerek yok edilen bedenler, toplu mezarlar, burada yazamayacağım her türlü zulüm ve vahşet.

Yıllardır gün yüzü görmemiş, soğuk, karanlık zindanlardan, ölüm ve zulüm yurdundan çıkınca şaşkın, ürkek bakışlar arasında etraflarına bakan mazlumları görünce kim neler hissetti bilmiyorum ama insanım diyen uyuyamamıştır sanırım o bakışlardan sonra.

Mülteci durumuna düşen bu insanların neler yaşadıklarını, nasıl bir ortam ve zulümden kaçtıklarını sanırım daha net anlamıştır herkes.

Bugün Siyonistlerin Gazze’de yaşattığı katliam ve vahşeti Suriye’de de görüyoruz. Siyonistler ve Baas rejimi birbirinden farklı değilmiş.

Sednaya Hapishanesi tüyler ürperten, akıllara durgunluk veren insanlık dışı muameleler ile insanlara en karanlık günleri yaşatan bir yer. Bizim bunu algılamada zorlandığımız, vahşetin doruğa ulaştığı, arşı titreten sesiz çığlıkların yaşandığı Sednaya!

Bunları yaşatanlar kesinlikle aklı başında insanlar olamazlar. Aklı başında kimselerin yapabileceği türden şeyler değil bunlar.

Yoksa yanılıyor muyum?

Dünya hırsı ve menfaati için insanlık böylesi işkencelere maruz kalabilir mi?

200 binin üzerinde insan presten geçirilmiş, 30 bin insan işkence ve kötü muamele sonucu hayatını kaybetmiş!

İnsanlığın karşılaştığı, tarihin unutmayacağı, yerin üç kat altına inşa edilmiş cezaevleri!!!

Modern dünya!!!

Modern dünyada şahit olduğumuz korkunç manzaralar.

Kadın hakları, çocuk hakları, insan hakları...

Savunduğunuzu iddia ettiğiniz haklar nerede? Dünya bu akıl almaz vahşeti ve bu insanların çığlığını duydu mu?

Duymuştur diye düşünüyorum.

Suriyeli düşmanlığı güdenler de duymuştur sanırım.

Yalnız, çaresiz, kimsesiz mazlumların çığlığına kulak tıkayanlara, Dünya İnsan Haklarına duyurulur.

Suriye'de Sednaya Cezaevi'nde ortaya çıkan suçlar Türkiye'de yargıya taşındı… İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuldu. Suç duyurusu dilekçesinde başta Beşar Esed olmak üzere, askeri ve siyasi sorumlular liste halinde suçlu olarak sunuldu.

Sednaya Cezaevi'nde cesedi bulunan Mazen Hamada başta olmak üzere orada işkence gören, hayatta olan ya da hayatını kaybeden kişiler, her türlü hak ihlali mağduru Suriyeli kadınlar, Sednaya’dan çıkan Türkiye vatandaşları dâhil olmak üzere mağdurlar adına şikâyet gerçekleşti.

Zulümden dolayı ülkemize muhacir olarak sığınan Suriyelileri ötekileştirip hedef gösterenlerin Esed rejiminden geri kalır bir yanı var mı?

Ülkemizde nefret söylemlerinden dolayı, sokakta, caddede, parklarda onlarca belki yüzlerce Suriyeli mülteci katledilmedi mi? Çok canlar yanmadı mı?

Medya ve siyaset çevreleri de nefret söylemleri ile halkımızı kışkırttılar. Bunların da yargı önünde hesap vermesi gerekmiyor mu?

İnsanlık adına nefret söylemini üç beş oy uğruna kullanan zihniyet hakkında da hukuki süreç başlatılmalı.