Günlerdir İslâmî değerlerimize bir saldırı var. Hangisinden başlasam bilemiyorum.

Peygamber Efendimize saldıranlardan mı,

Şeriatı diline pelesenk edenlerden mi,

Aile kurumuna vurulan darbeden mi,

Çıplaklıkta birbirleri ile yarışan üryanlardan mı,

Henüz 15’inde eski sevgilisi tarafından bıçaklanan çocuktan mı!!!!!

Bilemedim...

Ülke adeta cadı kazanı... Her gün farklı bir olay... Ama hepsi de değerlerimize yönelik yapılan saldırı...

Kim veya kimler, toplumumuzu bu hâle getiren.

Değerlerimize bu derece düşman, bir gençlik!!!

Gençlik bu hale nasıl geldi?

Bunun sorumlusu kim?

Bunun sorumlusu sadece evlatlarına değerler eğitimini vermeyen, evlatlarını teknolojinin sınırsız kollarına bırakan anne ve babalar mı? Elbette tek sorumlu anne ve babalar değil. Onlarla birlikte bunun önüne geçmeyen, gerekli tedbirleri almayan, sistemin ta kendisidir aynı zamanda.

Annelik ve babalık çocuğun düşmesini engellemek değildir, değerler eğitimi vermektir aynı zamanda.

Çocuklar anne-babayı izler, onların ayak izlerini takip ederler, çok iyi takipçidirler. Çocuklar anne-babalarından aldıkları eğitimi yıllarca gidecekleri üniversitelerden alamazlar. O halde toplumda bu kadar kargaşa, yalan, dolan, küfür, gayri ahlâkî tutum ve davranışlar neden?

İşte asıl sorun bu.

Ailelerin, anne ve babaların sınırsız özgürlük ve her türlü imkânı önlerine serdikleri evlatlar...

Sınırsız özgürlük...

Sınırsız özgürlüğün toplumu getirdiği nokta... Sadece sonucu konuşuyoruz. Peki, toplum bu noktaya nasıl geldi?

Aile kurumumuz asli görevini yerine getiremiyor. Aile kurumuna açılan bir savaş var. Hal böyle olunca toplumda ne edep kaldı ne terbiye ne de ahlâk...

Gençler haz ve hız peşinde koşarken, insanı insan yapan değerlerden uzaklaşarak büyük bir boşluk ve bunalım geçiriyorlar.

Sonuç...

Sonuç cinayet!!!

Henüz 15’inde eski sevgilisi tarafından bıçaklanıyor!!!

Toplumun ahlaki değerlerini hiçe sayan 15 yaşında birinin sevgili edinmesi!!!

Bu konunun sebeplerine gidilerek çözüm üretilmeli ki başka canlar yanmasın!

Çocuklarımızı gayri meşru yollara sapmaya teşvik eden binlerce şer odakları var….

Şer odakları, sosyal medya mecralarında, TV’lerde sevgili edinmeye teşvik eden yayınlar yaparak bu çirkefliğe alkış tutuyorlar!

İsmi lazım değil, bir televizyon programında sözde çağdaş ve medeni takılan bir profesörün kendi kızından örnekler vermesi işin vahametini ve niçin bu duruma geldiğimizi iyi resmediyor.

Profesörün 15 yaşlarında kızı varmış. Kızının her türlü flörtü yapmasının doğal olduğunu ancak, yuva kurmasının çok sakıncalı olduğunu söylüyordu. Yani sonuç şu, gayri meşru yollarla istediğini yapabilirsin meşru yollarla bir araya gelmek sakıncalı ve yasak deyip, yasal mevzuatları ha bire sayıyordu.

Niye saymasın ki ne de olsa yasalar da söylediklerini destekliyor.

Hadi hep beraber aile kurumumuzu koruyalım!

Böyle mi korunacak aile kurumu?

Hani 15 yaş çocuk yaşıydı… Vallahide billahi de ikiyüzlüsünüz!

Gayri meşru yollara sapmak serbest, meşru yollarla yuva kurmak yasak!

Toplumun ahlakını hiçe sayıp, aile kurumuna savaş açanlar, evliliğe hayır deyip ortalığı velveleye verirken, sevgili edinmeye alkış tutuyorlar.

Bu durum onların ne kadar ikiyüzlü olduklarının resmidir.

Çocuk yaşta gayri ahlâkî davranış ve tercihler... Değerlerinden uzak, değerlerine düşman bir ruh hali... Sonuç büyük bir facia!

Ülkemizde son yıllarda yaşanan ahlâkî aşınma, ahlâk dışı yaşamlar, ailelerin çözülmesi... Bunların altında yatan asıl sebepler masaya yatırılmalı, bir çözüm bulunmalı.  Sadece üzülmek, dövünmek, kınamak ile çözülmez.

Tedbir alınmaz ise daha kötü günler bizi bekliyor olacak.

Aksi halde felaketlerin ardı arkası kesilmeyecek, her gün farklı bir haberle sarsılacağız.