Siyonist çetelerin Gazze’ye yönelik saldırıları dört ayı aştı. Vahşet aralıksız devam ediyor. Barbar Siyonistler, Gazze halkını, Gazze’den çıkarmak için her türlü saldırıyı gerçekleştiriyorlar.
Gazze’de hayatlar söndü!
Gazze’de anneler, babalar hayata gözlerini yumdu!
Çocuklar dünyaya yeni açtıkları gözlerini siyonist çetelerin kalleşçe saldırıları neticesinde yumdular!
Hayatlar, umutlar, yaşanmışlıklar...
Gazze’den Refaha uzanan vahşet ve soykırım…
Her şeylerini geride bırakarak, Gazze’de toprağa gömerek, Refah’a sığındılar. Belki bir umut refaha kavuşuruz diye...
Mısır’a açılan Refah kapısı ne yazık ki Gazze halkı için açılmadı. Mazlum halk, dar bir alana hapsoldu. Siyonistlerin hava saldırılarıyla dünyanın gözleri önünde katliamlar yapılıyor. Ne yazık ki dünya bu katliamları canlı yayınlarla izliyor.
Gazze’de yaşanan soykırımın şahidi olan dünya halkları vicdan savaşı vererek, kendi devlet liderlerini harekete geçirmek için meydanlara akın ediyor.
Satılık batılı devlet liderleri, insanlıklarını Gazze’nin enkazlarının altına gömdükleri için yaşanan vahşete seyirci kalıyorlar. İnsanlığını yitirmiş devlet liderleri, siyonist işgal çetelerine ekonomik, askeri, stratejik ve siyasi desteklerini sürdürüyorlar…
Kısacası batılı devlet liderleri bu soykırıma ortak oluyorlar.
Ya Müslümanlar? İman ettiklerini söyleyip söylemlerinin ötesine geçemeyerek masum canların katledilmesine seyirci kalanlara ne demeli?
Oysa İslam, zulme göz yummamayı, zalimin karşısında mazlumun yanında olmayı emrediyor.
Ne yazık ki, söylemde bunun edebiyatı çok yapılıyor. Halkların öfkesini dindirmek için Müslüman devlet liderleri Siyonistlere sert kınama mesajları yayınlıyor. Ancak ticari ilişkiler de hala devam ediyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?
Dünya ve içindekilere gönülden bağlanıp tüm yaşananlara kör, sağır ve dilsiz olmak, bu vahşet ve soykırıma seyirci kalmak!
Her gün akıtılan masum Müslüman kanı…
Parçalanan bedenler, yıkılan yok olan hayatlar...
Siyonistlerin dur durak bilmeden katliamlarına devam etmesi...
Ve insanlık adına utanç veren bir sessizlik...
Gittikçe normalleşen ama her gün ilk günkü gibi yaşanan bir vahşet...
Tüm bu yaşananlara rahatından vazgeçmeyenlerin sessiz ve seyirci kalması!
Refah sınır kapısına sıkıştırılan, aç, susuz ve ateş altında yalnız ve yardımsız bırakılan insanlık!!!
Orada acılar dinmedi, zulüm ve soykırım sona ermedi. Acılar ilk günkü gibi acımasız ve taze!
İnsanlık bu vahşet ve soykırıma alışmamalı ve normalleştirmemeli. O cesur ve güzel yürekli Gazze halkı kendi hâline terk edilmemeli!
Vicdan sahibi devlet liderleri hala neyi düşünüyor? Neyi bekliyor? Ne yazık ki sessiz ve tepkisizlikleriyle ve somut bir adım atmamakla birlikte insanlıklarını da Gazze halkı ile birlikte gömüyorlar.
Dünya uyandı, ayağa kalktı, halklar ayakta, insanlık ayakta...
Ama Müslüman liderler hâlâ uyuyor. Bu durum çok vahim. Acaba nemelazımcılık mı oynuyorlar?
Bazı tüccarların âli menfaatleri devletlerin âli menfaatleri olamaz. Hiç kimsenin yaşanan bu soykırım karşısında devletin ali menfaatleri edebiyatını yapmaya hakkı yoktur. Devletlerin ali menfaatleri halkların istekleri doğrultusunda şekillenmelidir.
Halklar Gazze’ye sahip çıkılmasını istiyorsa, bu istek yerine getirilmeli ve siyonist soykırım derhal durdurulmalıdır.
Hiçbir mazeret Gazze halkının ölüme terk edilmesi için kabul edilemez.
Hiç bir bahane bombaların altında aç, susuz ve çaresiz bir şekilde ölümün kucağına bırakılan Müslümanların yaşadıklarından daha önemli olamaz.
Bahanelerin arkasına gizlenip sesiz ve tepkisiz kalmak Müslümana yakışmaz.