Türkiye önemli bir süreci daha geride bıraktı. Şu satırları okuduğunuz saatlerde halk oylamasının sonuçları tamamen netleşmiş olacak. Tercihimiz olan   ‘evet` oyları % 56-57 civarında başarı sağlar dedik ama bizi şaşırtan bir sonucun çıkma ihtimalini de göz ardı etmedik tabi. Her hal-ü karda sonucun memleketimize, halkımıza hayırlar getirmesini diliyoruz.

Genel kanaat  ‘evet` oyların ‘hayır` oylarını geçeceği idi. Ama bunun ne oranda olacağı konusunda değişik tahminler ve kamuoyu yoklaması sonuçları oldu. Aslında evet oyların oranı beklenenden çok daha yüksek olmalıydı ve olabilirdi. İşin bu noktası çok önemli ve bence üzerinde daha fazla durulmayı hak ediyor. ‘Hayır` oylarını arttıran ve ‘evet` ile yarışacak seviyeye yükselten sebepler nelerdir sorusuna da doğru ve mukni cevaplar aranmalıdır. İktidar tarafı bunu iyi analiz etmeli, nerede hatalar yaptıklarını ortaya koymalıdırlar. Kesin sonuçlar alındıktan sonra biz de bu konuya değinmeye çalışacağız inşallah.

Elbette ki alınan mevcut sonuçlar üzerinde değerlendirmeler yapılacak; hem ‘evet` hem de ‘hayır` oyların  rakamsal sonuçlarının sebepleri üzerinde durulacaktır. Şüphesiz bu alınmış sonuçlar muhalif cepheyi tatmin etse bile mutlu etmeyecektir. Çünkü onların yegane hedefi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan`dan kurtulmak. Kurtulmak istemelerinin esas nedeni ise Erdoğan`ın Müslüman kimliği ve iktidarı sürecinde bu kimlik paralelinde gerçekleştirdiği icraatlarıdır.

Şimdi asıl önemli olan konu İslami kesimin sandık başına gidip ‘evet` oyu kullanmak ile neyi hedefledikleri ve yarından itibaren kendisi için oy kullandıkları bu hedeflerin tahakkuku için neler yapmaları gerektiği üzerinde konuşmak gerekir bence.

Öncelikle İslami kesimlerin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan`ın liderlik vasfına güvendikleri ve bu ülkede İslam`ın yeniden egemen olması yolunda bir derdinin olduğuna inandıkları kanaatindeyim. Doğrusunu söylemek gerekirse Erdoğan`ın mevcut şartlarda -bütün eksik ve yanlışlarla beraber- iyi icraatlar gerçekleştirdiğine inananlardanım. Fırsat elinde kaldığı sürece daha iyilerini de yapmak için çaba harcayacağından kuşku duymuyorum. İşte benim gibi düşünen her Müslümanı sandığa götüren ve ‘evet` demeye sevk eden asıl neden budur. Bir Müslüman olarak hüsn-ü niyetle yaptığımız bu işin bir ibadet olduğuna da inanıyorum. Müminin niyeti amelinden daha hayırlıdır denmiş.

İktidara yaranmak, nimetlerinden kişisel çıkarlar devşirmek gibi bir tavır ve düşünceye sahip olmaktan Allah`a sığınırız. Ama biz verdiğimiz bu destek karşılığında şahsımız için değil, millet ve memleketimiz, inancımız için faydalı şeyler isteme hakkına da elbette sahibiz. Bunu mevcut iktidara anlatmak da bizim görevimizdir. İslami bütün camiaların bu saf ve temiz düşüncelerle iktidarın icraatlarına destek olmaya devam etmeleri ve paralel tipi bir yanlışa düşmeme konusunda azami dikkat göstermeleri gerekir diye düşünüyorum.

Bizi sandığa götürüp ‘evet` demeye zorlayan en önemli hedeflerden biri de bu memlekette her türü ile zulmün son bulmasını sağlayacak icraatların devam etmesidir. Eşitlik ve kardeşliği esas alan bir anayasanın hazırlanması şimdiye kadar ayrımcı, ayrıştırıcı mevcut sistemden kurtuluşun ilk şartıdır. Dini ve etnik kimliklere özgürlük, toplumsal barışın, her açıdan güçlü bir ülke olmanın sigortasıdır. Seksen küsur yıldan beri millete ve memlekete pahalı bedeller ödetmiş olan köhne yapı tamamen değişmelidir. Özellikle Kürt sorunu konusunda halen çözüm bekleyen konular doğru bir şekilde ele alınmalı ve kalıcı çözümlere kavuşturulmalıdır. Bu konuda önemli bazı şeylerin yapıldığını, ancak bunların devamı olan diğer önemli konuların halen çözüm beklediğini, bunların göz ardı edilmesi durumunda sorunun doğurduğu olumsuz sonuçlarının devam edeceği uyarısını bir kez daha yapalım. Yapılması gerekenlerin başında ana dilde eğitim hakkının tanınması gelmektedir.

Ak Parti yönetiminin milliyetçi kesimle kurduğu ittifakı taktiksel gördük, bunun kalıcı olmasının hayırlı olmayacağını düşündük. Bize göre Türk milliyetçiliği Kürt sorununu doğuran sebeplerin en başında geliyor. Dolayısıyla bu zihniyet ile ittifak Kürtleri küstürür ve PKK`nın kucağına iter. Diyoruz ki, milletten aldığınız desteği arttırmak istiyorsanız, Müslüman halkımızın kardeşliğini pekiştirecek adımlar atmaya devam ediniz. Unutmayın bölünme korkusunu ve düşüncesini ancak gerçek bir kardeşlik projesi ile yok edebiliriz.

Boynunuzdaki davulun tokmağı başkalarının elinde kalmaya devam ederse davuldan da olur, memleketi de perişan edersiniz. Allah iyi işlerinizde yardımcınız olsun ve bugünden sonra iyi icraatlarda bulunmayı nasip etsin. Halk oylaması sonucu millete ve memlekete hayırlı uğurlu olsun.