Sosyal medya hayatımıza girdikten bu yana kitap okuma oranının epey düştüğünü söyleyebiliriz. Ancak bu alanın da hem yazıp çizmek, hem de okumak noktasında ihmal edilmemesi gerektiğini unutmamak gerekir. Bazen bu alandaki kimi yazıları okuyunca hoşuma gidiyor ve onları çevirip paylaşmayı deniyorum. Genelde aldığım tepkiler de olumlu oluyor. İşte siz değerli okuyucularımıza bugün çevirisini yaptığım ve kısmen eklemelerde bulunduğum yazılardan birini paylaşmak istedim.

“Seyyar satıcının gür sesi mahallenin ta öbür ucundan duyuldu:

“Mutluluğu, sevinci, üzüntüyü ve eski gözyaşlarını satan yok mu?”

Anneme koştum ve:

Anne, yanımdaki eski iki gülüşümü satmak istiyorum dedim. Annem nasıl istersen oğlum deyince hemen seyyar satıcının yanına koştum ve:

Amca tek bir gülüşü kaça alıyorsun?

Seyyar satıcı:

“Çocuk gülüşü bir dinar, ihtiyar gülüşü ise bin dinara” dedi. Tuhaf tuhaf baktığımı görünce, “yaşa göre fiyat değişir evladım” dedi.

   Aradaki bu büyük farka gerçekten şaşırdım. Seyyar satıcı amcaya “gülüş gülüştür, ne fark var ki arada böyle? Yoksa küçüğüm diye beni aldatmak mı istiyorsun” dedim.

Seyyar satıcı: 

“Evladım, yaşlıların gülüşü az olunca fiyat ondan değişiyor” dedi. Adamın dediğini anlamadım. Ona iki gülüş satıp parasıyla bisküvi alıp eve döndüm.

Anneme, şayet babamın eski gülüşleri varsa bunların iyi para ettiğini söyledim. Annem evin her köşesini karıştırdı ama babama ait bir gülüşe rastlamadı. Ancak ona ait çok miktarda gözyaşı buldu. Bunları al, götür sat. Yarınki harçlığın olsun dedi.

Ertesi gün his ve duyguları satın alan o seyyar satıcının sesiyle evden fırlayarak çıktım. Satıcıya vardım ve ona yaşlıların gözyaşlarının kaç para ettiğini sordum. Yaşlılara ait gözyaşının tıpkı gülüşleri gibi çok para edeceğini sanmıştım.

Adam bana:

“Evladım, yaşlıların gözyaşı ucuz. Aslında onları alıp satmıyorum” dedi ve ekledi: Yaşlılar daima ağlarlar. Mahallenin her tarafındaki yaşlıların ağlaması sel olmuş akıyor. Mezarlıklarda da ölenler için bir o kadar gözyaşı bulabilirsin. Hatta çocukları savaşta şehit olan annelerin gözyaşları da bol miktarda bulunuyor. Ama ben bunları satın almıyorum. Evet, çocuğum ben yaşlıların gülüşlerini alıyorum, ağlamalarını değil. Yani az bulunan, nadir şeyleri satın alıyorum.

Bir siyasinin şerefli duruşu,

Bir delinin hikmet dolu söz ve konuşmaları,

Sorumlu bir şahsın vefasını,

Hakimin akrabasına bile acımadan hüküm vermesi gibi nadir olan şeyleri satın alıyorum.

Evet evladım, benim yaşlıların gözyaşıyla bir ilgim yok. Bizim pazarda onlar para etmiyor.

Bir de siyasi kimlikli birinin halkla ilişkilerinde hak, merhamet ve doğruluk bulabilip getirirsen bu da çok değerli.

Son olarak bir şey daha söyleyeyim sana. Yaptığı iyiliğe sevinenin gözlerindeki ışıltıyı, yüreğindeki huzuru,

Bulaştığı kötülüğün çirkinliğini görüp utananın utangaçlığı çok para ediyor bilesin.

   Seyyar satıcıdan ayrılırken bana, yaklaş bakim dedi. Yakınına varıp durdum. Bana eğildi ve kulaklarıma şunu fısıldadı:

“Bugün günlerden Cuma. Namaza gider de hocanın vaaz ve öğüdünden milleti uyandıran, ruh ve aşk aşılayan doğru bir şeyler bulabilirsen işte bu çok çok para edecek”.