Çok eskiden beri insanın kendi güç ve kapasitesinin farkında olması, kabiliyetlerinin sınırlarını tanıması konusu üzerinde durulmuştur. “Kendini bil” “Haddini bil” gibi ifadeler hemen her kültürde yerini almıştır. Kendini, haddini bilmemenin, kendilerini olduğundan daha büyük görenlerin ruh hallerini ifade eden söz ve deyişler de çoktur: “Cahil cesurdur” “Kendini dev aynasında görmek” “Bilmiyor; bilmediğini de bilmiyor” gibi ifadeler bunlardan bazılarıdır.

   Övünme makamında bile kendini övmek görgü ve edep kurallarına aykırı bir şey olarak görülmüştür. Çünkü “benimdir” dediğimiz hiçbir şey aslında bizim değildir ve onlarla övünme, kibirlenme hakkına sahip değiliz. İnsana yaraşan tevazudur. Kendini övmek cehaletin bir göstergesidir. Halk arasında “boş teneke ses çıkarır” denmiştir.

Aşağıda okuyacağımız satırlarda cehaletlerinin farkında olmayan bazı kişilerin durumu bir araştırma konusu edilmiş ve ortaya çıkan sonuçlar gerçekten ilginç ve dikkat çekici…

“Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır."

Ve bunun üzerine bir araştırma başlatıldı. Fizyolojik ve zihinsel alanda yapılan çeşitli uygulamaların sonucunda şu bulgulara ulaşıldı:

Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.

Bu türler, niteliklerini abartma eğilimindedir.

Yetersiz insanlar, gerçekten işin ehli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.

Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar

   Cornell Üniversitesi'ndeki öğrenciler arasında bir test yapıldı ve klasik "Nasıl geçti?" sorusuna öğrencilerden yanıtlar istendi...

   Soruların yüzde 10'una bile yanıt veremeyenlerin “kendilerine güvenleri” müthişti.

Onların "testin yüzde 60'ına doğru yanıt verdiklerini" düşündükleri; hatta "iyi günlerinde olmaları halinde yüzde 70 başarıya bile ulaşabileceklerine inandıkları" ortaya çıktı.

Soruların yüzde 90'ından fazlasını doğru yanıtlayanlar ise “en alçakgönüllü” deneklerdi; soruların yüzde 70' ine doğru yanıt verdiklerini düşünüyorlardı.

   Tüm bu sonuçlar bir araya getirildi ve Dunning-Kruger Sendromu'nun metni yazıldı:

“İşinde çok iyi olduğuna” yürekten inanan yetersiz kişi, kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve aslında yapamayacağı işlere talip olmaktan hiçbir rahatsızlık duymaz!

Aksine her şeyin hakkı olduğunu düşünür!

Ancak bu ‘cahillik ve haddini bilmeme’ karışımı mesleki açıdan müthiş bir itici güç oluşturur.

‘Eksiler’ kariyer açısından ‘artıya’ dönüşür.

Sonuçta, ‘kifayetsiz muhterisler’ her zaman ve her yerde daha hızlı yükselirler…

Yazımızı Hz. Ali(ra)’ın şu sözüyle bitirelim:

“Kişinin kendini beğenmesi, aklının zayıf olduğunun göstergesidir.”