Mısır, son on günden beri tehlikeli bir süreçten geçiyor. Diktatör Mübarek`in devrilmesinden sonra yaşanan en zor günler. Günlerden beri Tahrir meydanında devam eden gösteriler son iki günde Başkanlık sarayının etrafına kaydı. Saray etrafında muhaliflerle Mursi yanlısı göstericiler arasında meydana gelen olaylarda onlarca yaralı ile beraber iki kişinin hayatını kaybetmesi, gösterilerin kanlı çatışmalara dönüşeceği yönündeki korku ve endişeleri arttırıyor.

Muhalif göstericilerin içinden bazı kişiler İhvan`ın kurduğu Hürriyet ve Adalet Partisi binalarına saldırılar gerçekleştirdi. Taş, sopa, molotof ve göz yaşartıcı bomba da kullanan muhalif göstericilerin arasına karanlık güçlerin sızdığı anlaşılıyor. Bir uzlaşma sağlanamadan devam edecek bu gösterilerin mevcut tansiyonu daha da arttıracağı, eski rejim kalıntıları ile derin devlet güçlerinin ülkeyi bir çatışma ortamına sürükleyerek siyasi ve ekonomik istikrarsızlığı derinleştirmelerinden endişe ediliyor.

Muhammed Mursi, göreve başladığından beri Mısır Devrimi`nin hedeflerini gerçekleştirecek önemli kararlara imza attı. Siyasi bir tecrübe ve deneyim geçmişine sahip olmamakla beraber büyük bir cesaret ve kararlılıkla yetkilerini gasp eden Askeri Konseyi ortadan kaldıran Mursi, Ordu kademelerinde de gerekli bazı düzenlemeler yapmayı başardı. Dış politikada da kısa zamanda çok önemli değişikliklerin işaretlerini veren Mursi, Mısır`ı bölgesinde ve dünyada itibar edilen bir duruma getirdi. Bölgedeki dengeleri değiştirme istidadı gösteren icraatlarıyla şimşekleri üzerine çeken Mursi içerden ve dışardan saldırıların hedefi oluyordu, ama bu son karışıklıklar açık bir meydan okumaya dönüştü.

Yıllarca firavunların hizmetinde çalışan Muhammed Baradey, Amr Musa ve benzeri zevat mütevazı bir evde kiracı olarak kalan ve Mısır`ı eski firavunun kalıntılarından temizlemeye çalışan Mursi`yi firavunlukla itham ediyorlar. Çıkarcı kişilikleri ile İslam`a duydukları nefret yanında İsrail ve Amerikan yanlısı duruşlarıyla geçmişleri kirli olan bu zevat şimdi Mısır`ı Firavun(!) Mursi`den kurtarmak için müşterek bir cephe oluşturduklarını söylüyorlar.

Hür seçimlerle oluşan Meclis`in seçtiği Anayasa Komisyonunun hazırlayıp Cumhurbaşkanı Mursi`nin de halkoyuna sunduğu Anayasa`nın oylanmasını hazmedemeyen bu çıkarcı çevreler yalan ve tezviratlarla halkı da kandırıp sokaklara döktüler.

Samimi ve son derece mütevazı kişiliğiyle tebarüz eden ve Mısır`ı Abdullah bin Selül tiynetli bu adamlardan kurtarmaya çalışan Mursi`nin işi çok zor görünüyor. Mısır halkının yıllarca kanını emen iş çevrelerinin emrindeki basın son derece ahlaksız bir duruş sergiliyor. Göreve başladığı günden beri çıkar çevrelerinin emrindeki bu basının istihza ve hakaretlerine Mursi sabretti. Öyle ki, bu basın Mursi`nin Gazze saldırısı esnasında gösterdiği ve bütün Müslümanlar tarafından takdir edilen duruşunu bile eleştirdi. Yıllarca kanını emdikleri fakir Mısır halkının perişanlığını hatırladılar. Ekranlarına perişanlık tabloları taşıyan bu rezil basın “Mursi`nin gözü bu fakirleri değil ancak Gazze`yi görüyor” diye yazı ve yorumlar yayınladı.
Mısır için değil ama çıkarları için halkı sokaklara döken bu muhalefetle görüşmek de bir çare olmayacak gibi. Çünkü adamlar İhvan ağırlıklı yönetimi çekemiyorlar. İdareye müdahale için orduyu ve dış güçleri müdahaleye çağıranlar bile var.
Ceberrut Siyonist yöneticilerin önünde esas duruşa geçen bu Amr Musa`yı biz, Erdoğan`ın Davos`ta Siyonist Perez`e rest çekerken görmüştük. Erdoğan`la beraber toplantıyı terk etmeye bile cesaret edememişti. Şimdi ise “Musa” rolüne soyunmuş.

Mursi, biraz daha sabır edebilir ve krizi aşacak adımlar atabilirse, kimin “Musa” kimin “firavun” olduğu pek yakında görülecektir.