Eski alışkanlıklarını terk etmeyen bazı kesimler, HÜDA PAR’ın bu seçimlerdeki özgün, cesur ve makul duruşunu, bu duruşunun dengeleri bozarak ülkenin gündemine yerleşmesini ve sonuç olarak da meclise girmesini hazmetmekte isteksiz davranıyorlar. Bunlar ister siyasetin güçlü aktörü HÜDA PAR’ı hazmetsinler ister etmesinler, sonuç değişmeyecektir. Bundan sonra HÜDA PAR’ın Türkiye’de siyaset kurumunun alışkın olmadığı çözüme odaklı, yapıcı, makul ve cesur siyaseti ile daha sık karşılaşacaklar. Buna hazır olmaları gerekir.

Söz konusu kesimlerin geçen yüzyılı doğru tahlil edemedikleri anlaşılmaktadır. Doğal olarak yeni süreçte memleketin neye ihtiyacı olduğunu da anlayamazlar.  Belki aba altından sopa göstermelerinin nedeni de budur. HÜDA PAR ayar verilecek bir parti değildir. Parti programı nettir. Siyaset tarzı ve duruşu şahs-ı manevisine özgüdür ve bugüne kadar istikrarlı bir seyir izlemiştir.

Türkiye’nin sorunlarına ve bu sorunların çözülmesine dair müspet ve makul duruşu, birleştirici dili, adaletten ve doğrudan taviz vermeyen tarzı, malı, makamı, mevkiyi ve kurumsal çıkarları elinin tersi ile iterek memleket için hiç düşünmeden ağır bedeller ödeyip dik durması HÜDA PAR’ın başarısının temel unsurlarıdır. Sağlam, dinamik, fedakar teşkilatları, siyasi mücadelesinde tek sermayesidir. Yani HÜDA PAR’ın kimsenin kendisine kredi açmasına ve yol vermesine ihtiyacı yoktur. Kendi yolunu kendisi açıyor. Bilakis; memleket sevdası olan, yerli olduğunu düşünen ve bu memleket için taş üstüne taş koymak iddiasında olan herkesin HÜDA PAR’ın açtığı yola, siyaset tarzına, samimiyetine, özgünlüğüne ve fedakarlığına ihtiyacı vardır.

Statükoculuğu terk etmemekte inat edenler, HÜDA PAR’ın siyaset tarzını kendileri için bir fırsata dönüştürmeli, HÜDA PAR’ı örnek almalı ve siyasetlerinde insanı merkeze alarak değişip dönüşmelidirler. Eski alışkanlıklarda inat etmenin kimseye bir faydası olmayacaktır.

Yeni yüzyıl vizyonunu herkesten çok dillendiren bu hazmetme sorunu yaşayan kesimler eğer samimi iseler, yüzyıllık eski alışkanlıkların da terk edilmesi gerektiğini kabul etmek durumundadırlar. Aksi halde kendileri ile çelişecekler. Bizden söylemesi.