Seçimler bitti nihayet. Memleket yeni bir döneme girdi. Halk sandıkta kendi iradesini ve gelecek arzusunu net bir şekilde ortaya koydu. Siyasetçilere düşen, kibir yapmadan, manipüle etmeden ve açık yüreklilikle halkın bu irade beyanını okumak, saygı duymak ve gereğini yapmaktır.
Millet İttifakının bütün kıyamet senaryoları boşa çıktı. LGBT seviciliği, batıya yöneliş, CHP’nin memleket sorunlarını Pensilvanya ve Kandil ortak aklı ile çözme girişimi ve diğer ucube politikalar sandığa gömüldü. Halk bu çözüm anlayışını istemedi ve tavrını net bir şekilde ortaya koydu. Güçlendirilmiş parlamenter sistem savı da reddedilenler listesinde yerini aldı. Bu, mevcut sistemin hiçbir eksiği yoktur anlamında okunamaz elbette. Var olan eksiklerin tamamlanması da çözülmeyi bekleyen sorunlardan bir tanesidir. Artık barış gelsin, huzursuzluklar bitsin, kardeşliğe yatırım yapılsın, yumuşak karnımız olmasın mesajını veren halkın sesinin duyulması, iktidarın da muhalefetin de en büyük sorumluluğudur. Kulakları kapatmanın, sağıra oynamanın bir anlamı yoktur.
Yeni yüzyılı inşa etme vaadi ile halktan tekrar yetki alan hükümet, çok büyük bir sorumluluk yüklendiğinin farkında olmalıdır. Geçmiş yüzyılın sorunlarının tespit edilerek yeni yüzyıla bu sorunlarla girmeme veya bu yeni süreçte bu sorunları çözerek yeni yüzyılın kayıp bir yüzyıla dönüşmesine engel olmak zorundadır. Geçmişe dair iyi bir muhasebe yapılmalı, hızlı bir şekilde bir yüzyıl boyunca halka büyük acılar yaşatan sorunlar tespit edilmelidir.
Tam yüz yıl boyunca bu halkı bir biri ile uğraştıran, büyük bedeller ödettiren ve büyük imkânların heba olmasına, birçok neslin elden kayıp gitmesine neden olan ötekileştirici, ayrıştırıcı zihniyet bu yüzyılın başında mahkûm edilmelidir. Bu mahkûmiyet, medyada yapılacak bir açıklama ile mahkûmiyetten çok öte, yasal ve anayasal anlamda bir mahkûmiyet şeklinde olmalıdır.
İnanç ve kimlik üzerinden siyaset geliştirmenin, bunlar üzerinden toplumu ayrıştırmanın defteri tamamen dürülmeli, bunun için ezber bozucu adımlar atılmalıdır. Bunu hep birlikte yapmadığımız müddetçe yüzyıldır devam eden kısır döngünün önüne geçmek mümkün olmayacaktır.
Yani, işin özü; hükümet artık cesur olmak zorundadır. Cesur olmama gibi bir lüksü de kalmamıştır. Bu sefer iktidar partisine oy verenlerin kahir ekseriyeti, yeni yüzyılda Türkiye’nin köklü sorunlarının çözülmesi amacıyla oy verdi. Kürt meselesinin adil bir şekilde çözülmesi, kardeşliğin tesisi, sivil, adil ve kuşatıcı bir anayasanın yapılması bu sorunların başında gelmektedir.