Türkiye geneli 81 ilde 250 bin konut, 100 bin de imarlı arsa projesi açıklandı geçen hafta. Bu proje halen tartışılmaya devam ediyor. 81 ili kapsaması, arsalar ve on bin de iş yeri ile birlikte hesaplandığında gerçekten devasa bir proje. Dar gelirlileri, adına konut tapusu olmayan yoksulları, belli bir gelir seviyesi altında bulunan kitleyi, şehit, tutuklu, gazi ailelerini öncelemesi itibarıyla da takdir edilmesi gereken bir proje. Bu anlamda takdir etmek gerekir.

Öteden beri bizim sosyal politikalara, TOKİ’nin projelerine bakışımız belli; devlet bu projelere ticari bir mantıkla bakmamalıdır. Yoksulların, dar gelirlilerin, açıkta olan insanların başlarını koyacakları bir yere kavuşmalarını sağlamak, toplumdaki ekonomik dengesizliği bir nebze de olsa gidermek, yani kamu yararı gözetilerek yaklaşmak gerekir diye düşünüyoruz.

Özel sektörden konut sahibi olmanın dar gelirliler açısından neredeyse imkansız hale geldiği günümüz şartlarında, nereden bakarsanız bakın bu projeler dar gelirli vatandaşlara albenili ve makul gelecektir. Zira kira öder gibi taksit ödeme imkanını başka yerde bulmak imkansızdır. Fakir ve yoksul insanlar da elbette ki daha çok bu yönden projeyi değerlendirecek ve makul görecektir.

Ancak biz meseleye ticari mantıktan ziyade, sadece sosyal politikalar anlamında baktığımız için yeni projeye yönelik eleştirilecek bazı yönlerinin olduğunu düşünüyoruz. Şimdiden 4 milyondan fazla müracaatın yapıldığını düşündüğümüzde devasa bir paranın ortaya çıktığını, müracaat dönemi bitene kadar bu miktarın çok daha yüksek meblağlara çıkacağını biliyoruz. Ödenecek peşinatlar da düşünüldüğünde yastık altından trilyonlarca paranın tedavüle gireceğini, piyasaya büyük bir canlılık geleceğini, bir araya gelen bu paranın farklı farklı değerlendirilme imkanları üzerinden hükümetin de piyasanın da memleketin de bu projeden ciddi anlamda kazançlı çıkacağını düşünüyoruz.

Sektörden anlayanlarla yapılan değerlendirmelerde belirlenen daire fiyatlarının maliyetlerin altında değil, üzerinde olduğu görülmektedir. Öte taraftan bu projede kullanılacak arsaların büyük oranda hazine arazisi olduğu da hesaba katıldığında aslında devlet hazinesinden bu projeye bir ödeme yapılmasına ihtiyaç olmadığı görülmektedir.

Yani aslında bu proje neredeyse tamamen projeye müracaat yapan ve hak sahibi olacak insanların paraları ile yapılacak bir projedir. Madem durum bu, hükümetin taşeronluk ve müteahhitlik hizmetinin ötesinde, maddi olarak da elini taşın altına koyması gerektiğini düşünüyoruz. Projeye yönelik yoğun olarak yapılan eleştirilerden bir tanesi de taksitlerin sabit olmaması, altı ayda bir memur maaş oranlarında yaşanacak artırımlar oranında yükseltilmesidir. Durum böyle olunca dairelerin maliyetinin, ifade edilen rakamların çok çok üzerine çıkacağı görülmektedir.

Taksitlerin ya sabitlenmesi ya da sadece maliyeti karşılayacak oranda küçük artırımlara tabi tutulması hükümet için çok zor bir durum değildir. Kamuoyunun beklentisi bu yöndedir.