Bir televizyon kanalının ana haber bülteninde bir olayın veriliş tarzı ve kullanılan dil oldukça dikkat çekiciydi. Aynen; “cani koca, eşini ve eşinin erkek arkadaşını katletti” şeklinde bir manşet kullanarak verdi haberi. Doğrusu tüylerim diken diken oldu. Toplumun geldiği noktaya mı yanalım, televizyon kanalının yaklaşım tarzına mı, yoksa RTÜK’ün bu habercilik anlayışına karşı duyarsızlığına mı?
Bu tür olayların sık duyulan haberlerden olması dikkatlerinizden kaçmamıştır sanırım. Genel ahlakın bu kadar pespaye bir noktaya gelmesi doğrusu %99’u Müslüman bir toplum için gelinebilecek en kötü noktadır. Televizyon, yaşanan olayın rezil boyutundan ziyade bir adamın bir kadın ile bir erkeği öldürmesine odaklanmış, diğer tarafı görmezden gelmişti. Cinayetler elbette mahkum edilmeli ve engellenmesi için hukuki, sosyal ve siyasi bütün tedbirler alınmalıdır. Bununla birlikte cinayetleri doğuran sebeplere odaklanmak hepsinden öncelikli olmalı ve bu sebeplerin ortadan kaldırılmasına odaklanılmalıdır. Sebepler ortadan kaldırılınca elbette ki cinayetler de ortadan kalkacaktır.
Bu olayların habercilik konusu olması ve bunun reytingi en yüksek televizyon programlarında sunulması, o insanların işlediği cinayetlerden çok daha büyük bir cinayettir. Olayda adam bir cinayet işlemiş, televizyon kanalı ise toplumsal bir cinayet işleyerek belki yüzlerce cinayetten daha büyük tahribatlara neden olmaktadır. Buna rağmen başta RTÜK olmak üzere hiç bir kurum veya yetkili bu büyük cinayeti görmeye yanaşmamaktadır.
Bu yayıncılık anlayışı, toplumları ancak helake götürür. Çirkinliklerin daha fazla yaygınlaşmasına, olayların sıradanlaşmasına, genel ahlaka aykırı cürümlerin artmasına neden olur.
Bu televizyon kanalına göre işlenen cinayet çirkindir, haber konusu olacak kadar büyük bir olaydır. Ancak cinayete götüren fiil çirkin değildir. Sıradan bir olaydır. Adam tamamen haksız yere bu cinayeti işlemiştir. Kimin canı sıkılırsa, kim ailesinden bıkarsa ailesini, çoluğunu çoğunu terk ederek istediği insanlara gidebilir. Sadakattir, ailedir, analıktır, babalıktır, evlat sevgisidir, yuva sıcaklığıdır hepsi antik çağdan kalma duygulardır. Bu asırda bunların yeri olamaz. Pes doğrusu…
Yarı imam, insanı dinden edermiş. Bu RTÜK var ya; bütün toplumu dinden, imandan, ahlaktan, değerlerinden soyutlayıp üryan bir şekilde ortada bıraktı. RTÜK’teki bu yayıncılık anlayışı, topluma düşmanlıktan başka bir şey değildir. Nesilleri yok etmek, genel ahlakı bitirmek, nesli heba etmektir. Böyle bir genel ahlak düşmanımız varken başka düşmana ne hacet, demekten kendimizi alamıyoruz.
RTÜK bu duyarsızlıkla bırakılmamalı, ivedi bir şekilde düzene sokulmalıdır. Genel ahlaka zarar veren hiçbir habere müsamaha gösterilmemeli, aile içi şiddet olayları ile aile içi olumsuzluklara dair haberlere asla yol verilmemelidir. Bu tür haberlere yer veren kanallar uzun süre kapatılmalı, hatta gerekirse yayın hayatlarına son verilmelidir. Toplumun genel ahlakını korumaktan sorumlu olan devletin genel ahlakı korumakla görevlendirdiği kurumunun bu duyarsızlık ile pervasızlığı büyük bir sorumsuzluktur.
Yetkilileri bir kez daha ivedi bir şekilde göreve çağırıyoruz.