Bu pazar günü Türkiye'de Kudüs'e destek amaçlı üç tane devasa miting vardı. Peygamber Sevdalıları ile Mustazaflar Cemiyeti Diyarbakır'da ortak bir miting düzenledi. Saadet Partisi İstanbul Yenikapı'da aynı amaçla bir miting düzenledi. Yeniden Refah Partisi de Sakarya'da Kudüs'e destek amaçlı benzer bir miting organize etti. Öncelikle üç büyük programın düzenlenmesinde emeği geçen herkesi tebrik ediyor ve şükranlarımızı sunuyoruz. Aynı şekilde gönülleri Kudüs sevdası ile yanıp tutuşan ve kışın en zemheri soğuğunun yaşandığı bir günde bu mitinglere koşarak meydanları hınca hınç dolduran ve sonuna kadar meydanları terk etmeyen Müslüman halkımız da her türlü takdiri hak etmiştir. Bu programların zalim ABD ile işgal rejiminin yıkılışına vesile olmasını diliyoruz.

Bu üç programın da düzenlenmesinde HÜDA PAR'ın bir dahli olmamıştır. Ancak yüzyılın ihaneti planı ilan edildiği günden beri partimizin Kudüs'e sahiplenme ve destek amaçlı yapılacak basın açıklamaları, miting, toplantı ve benzeri bütün programlara katılma yönünde aldığı bir karar vardır. Saadet Partisi Genel Başkanı, partimizin genel başkanını İstanbul programına davet etti. Peygamber Sevdalıları ve Mustazaflar Cemiyeti de aynı şekilde partimizi mitinge davet etme alicenaplığında bulunmuşlardı. Yeniden Refah Partisinden ise bir davet gelmemişti.

Ancak HÜDA PAR, aldığı karar ve Kudüs hassasiyeti gereği bugüne kadar yapılan bütün Kudüs temalı programlara katıldı. İstanbul mitingine genel başkan düzeyinde, Sakarya'daki mitinge de genel başkan yardımcısı düzeyinde, Diyarbakır İstasyon meydanındaki programa da genel başkan vekili ve il başkanlığı düzeyinde katılım gösterdi. Bununla birlikte HÜDA PAR, Türkiye'deki tüm teşkilatlarına; bütün üye ve gönüllülerimizin kendilerine en yakın mitinglerden her hangi birisine katılması... şeklinde talimat gönderdi. Bu anlamda hava şartların engel olduğu yerler dışında, neredeyse her yerde üye ve gönüllülerimiz bu programlara yoğun bir şekilde katılım gösterdi.

Bu programlara katılım sağlarken; katılanların veya düzenleyenlerin ne fikirlerine, ne düşüncelerine, ne siyasi duruşlarına ve ne de diğer olabilecek diğer farklılıklara hiç bir şekilde bakmadık. Kudüs ortak paydasında buluşabilmenin ve Kudüs için bir şeyler yapabilme endişesinin dışında hiç bir kıstası göz önünde bulundurmadık. Bize göre Kudüs davası ve Kudüs sevdası farklılıklar üstü bir değerdir. İslam ümmetinin günümüz ihtilafları, yaşanan kaos ve iç kargaşalar hengamesinde neredeyse bir araya gelebildiği tek hassasiyettir. Bu açıdan Kudüs sevdasının siyasi emellere alet edilmemesini, siyasi ikbal ve farklılıklara kurban etmekten sakınılmasını özellikle istirham ediyoruz.

İslam ümmetinin en ağır süreçlerinden birini yaşadığı günümüz siyasi konjonktüründe var olan ortak noktaların kıymetinin idrak edilmesini ve farklı düşündüğümüz hususlarda bir birimizi mazur görebilmenin en büyük erdem olduğunu ifade etmek isterim.