ABD ve işgal rejimi aşama aşama yüzyılın anlaşması diye tabir ettikleri kendi projelerini İslam ümmetine dikte etmeye çalışıyorlar. Her gün yeni bir hamle ile buna giden yolun köşe taşlarını bir bir döşüyorlar. Yüzyılın anlaşması dedikleri şeyi henüz tam olarak açıklama cüretini göstermediler. Ancak açıklama yapıldığı zaman da artık yapılacak çok şeyin kalmamasından ciddi endişe ediyoruz.

Bu anlaşmanın ne olduğunu az çok herkes tahmin ediyor aslında. Müslümanları yavaş yavaş alıştırma babından bazı ipuçları el altından sahaya sunuldu. Gazze’nin tamamen kaldırılarak Sina’ya taşınması bu planın parçalarından bir tanesidir mesela. Suriye, Ürdün, Mısır ve diğer ülkelere sürülen Filistinlilerin geri dönüş haklarının tamamen kaldırılması planın bir diğer önemli parçasıdır. Piyasaya sızdırılan planın bu boyutları, buz dağının görünen yüzüdür sadece. İslam ümmetini küçükten başlayarak alıştırmak amaçlı şimdilik sadece bunlar veriliyor. Ancak en önemli olan kısmını onlar söylemese de biz biliyoruz. Düşünülen şey, tek devletli çözümden başka bir şey değil elbette. Filistin’in belki özerk bir statü ile temsil edilebileceği, adı israil olan tek devlet.

Ramazan ayının sonlarında tamamının açıklanacağı belirtilen bu sözde anlaşma, öyle damdan düşmedi elbette. Yıllardan beri hazırlığı yapılıyor. İslam ülkelerindeki kaos ve çatışmalar, Suriye’nin geldiği nokta, İran’ın kuşatılması, Gazze’ye nefes aldırılmaması, Mısır’da Sisi cuntasının başa getirilmesi, Suudi’de prens Salman’ın soft darbesi, Katar’ın maruz kaldıkları, Türkiye’nin başına getirilmek istenenler ve daha bir çok hamle bunun zeminini oluşturmak içindi. Bu anlaşma yolunda ciddi bir mesafe alınmış anlayacağımız. Mısır, Suudi, BAE gibi ülkeler bunu kabul etmekle kalmamış, şimdi diğer İslam ülkelerine kabul ettirme vazifesini de icra ediyorlar. Kabul etmeyenlerin de başına bin bir çorap örülüyor.

Biz bu sözde yüzyılın anlaşmasını “Yüzyılın İhaneti” olarak görmek durumundayız. Bu işin içinde olan İslam ülkeleri ve sözde Müslüman şahsiyetler, çok büyük bir ihanet içerisindedirler. Bunun elbet bir karşılığı olmalıdır. Ancak çok hassas bir noktaya gelindiğini de görmek durumundayız. İslam ümmeti kaçınılmaz ağır bir bedeli olan yeni sürece hazırlanmak ve gereğini yapmak zorundadır. Bugün Siyonizm, İslam ülkelerini bir bir devirip durmaktadır.

Filistin İslami Cihat Hareketi’nin geçen hafta Gazze’de yaptığı bir çağrı, bu anlamda çok anlamlıdır. Yüzyılın anlaşmasına karşı “Ortak Arap Cehpesi” kurulmasını talep eden İslami Cihad, israil’i tanımanın İslam dünyasının mevcudiyeti ve kimliği için tehdit oluşturduğuna işaret etti. Belki Arap ulusunu harekete geçirme amacıyla böyle bir vurgu yapılmasına ihtiyaç hissedilmiştir. Ancak Eski Arap ruhundan eser kalmadığını onlar da iyi biliyorlar.

Dolayısıyla sadece Filistin toplumu için değil, belki bütün İslam ümmeti için çok büyük bir tehdit olan yüzyılın anlaşması tehlikesine karşı “Ortak İslam Cephesi” kurulmasının artık kaçınılmaz olduğu görülmektedir. Ancak böyle bir birliktelik ile bu tehdit bertaraf edilebilir. İslam ümmetinin son durumuna bakılarak böyle bir birlikteliğin zor olduğu değerlendirmesi yapılabilir. Ancak mesele Kudüs ve Mescid i Aksa olduğunda bu potansiyel her zaman olacaktır inşallah.