Kerem ÖZKAN adlı bir okuyucum, kendilerine sahip çıkmamız ve konuyu gündeme taşımamız istirhamı ile poşet meselesini enine boyuna bana yazdı. Çok anladığımız bir konu olmadığı için yorum yapmayacağım. Ancak anlaşıldığı kadarıyla ücretli poşet uygulaması, kâr ve zararı noktasında yeteri kadar tartışılmadı. Uygulamanın geride yüz binlerce mağdur bırakacağı görülmektedir. Yetkililerin ve kamuoyunun değerlendirmesi temennisi ile okuyucumun yazısını olduğu gibi buraya alıyorum;
UMUT Plastik ünvanıyla Mersin/Tarsus’ta Çevre Şehircilik bakanlığının verdiği geri dönüşüm tesisi lisansı ile hem ambalaj atıklarını dönüştürüp hammadde yapıyorum hem de ürettiğim hammaddeyi iç üretim olarak poşete dönüştürüyorum. Ürettiğim granül ham maddesinin ihtiyaç fazlasını da diğer meslektaşlarıma satarak hem kendime hem de ülkeme katkı sağlıyorum. Malum, 01.01.2019 tarihi itibariyle Çevre Koruma Kanunu ile poşetler ücretlendirildi. Bunun usul ve esasları yayınlandı.
Ben lisanslı bir geri dönüşümcüyüm. Atıkların katkıya dönüştüğü sürecin son halkasıyım. En son bende biter granül olur, poşet olur, tedavüle geri döner. Ben bu granülü poşete dönüştüremezsem veya satamazsam niye granül üreteyim ki? Ben de granül üretimini durduracağım. Onlarca belki yüzlerce lisanslı geri dönüşümcü adına ben diyorum ki artık hiç birimiz atık toplayamaz ve granül üretemeyiz. Ben lisanslı atık ayırma tesislerinden alamayacağım, toplama ayırma tesisleri de atık toplayamaz. Onların da tesisleri kapanacak.
Üretim esnasında fabrikalardan binlerce kilo ambalaj atığı naylon çıkmaktadır. Kalebodur fabrikalarından naylon palet örtüleri çıkmaktadır. Otomotiv, iplik, kumaş, su gibi yüzlerce sektörden her gün binlerce ton atık ambalaj arta kalmaktadır. Marketlerin ve tükecinin binlerce ton atığını da hiç saymıyorum.
Biz bu atıkları alıp granüle dönüştürmesek, atık ayırma tesisleri çalışamaz ise, atık toplayan yüz binlerce fakir fukara ne yapacak? Bu atıklardan geçimini sağlayan ve kimsenin haberdar bile olmadığı bu insanlar nasıl geçinecek?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı çevre kirliliğini önleme adına daha büyük bir kirlilik oluşturma yolunda ilerliyor. Poşetin ücretli olması sadece zincir marketlerin gelirine gelir katmaktadır. Uygulama ile binlerce şubesi olan marketlerin poşet giderleri sıfıra indiği gibi artık poşet, onların en önemli gelir kaynaklarından biri olmuştur. Örneğin; bizden kilosunu 10 TL’ye aldıkları küçük boy poşetlerde 200 adet poşet vardır. 200 x 0.25 krs = 50 TL.
Bu 1 kilonun 30 lirası katkı olarak bakanlığa, 20 lirası da marketlerin kasasına girmektedir. Yani 10 TL’ ye alınan poşetten 10 TL’de kâr elde edilmiş oluyor.
Günlük 3 kilo kullanan bir şubenin 30 TL kâr elde ettiğini düşünürsek 8000 şubeli bir zincirin günlük net kârı 240.000 TL oluyor. Ayda 30 iş günü üzerinden bir hesap yapılacaksa 240.000 x 30=7.200.000 gibi devasa bir rakam ortaya çıkmaktadır. Bu rakam, vergilendirme sonrasındaki net kâr oranıdır.
Bu durum düşündürücüdür. Çevre bu şekilde ücretlendirme ile korunmaz. Sanayiciyi bitirerek koruyamazsınız. Bizler cumhurbaşkanımızın; üretmezsek cari açığı kapatamayız, üretemezsek 1.dünya ülkeleri arasına giremeyiz. GSMH üreterek yükselir. Üreterek ülke refaha kavuşur, sözlerini talimat olarak algılayıp sektöre yüz binlerce TL’lik yatırım yaptık. Almış olduğumuz makinaların kendi ana parası amortisman değeri üzerinden ancak 3-4 yılda çıkabilecekken şimdi hepimiz kara kara düşünmeye başladık. Bu şekilde çevre koruma kanunu olmaz. Kanun tasarısı hazırlanırken poşet üreticilerinden kaç kişiye soruldu doğrusu merak ediyorum.
Çıkarılan esas ve usullere kaçımızın makinası uygundur? 15 micron altı poşet ücretsiz ve serbest idi. Ancak kanunla çift kat, 15 micron, 7 renk sıfır atık logo istenmektedir. Türkiye’de 7 renk matbaa kaç kişide vardır ki? 5 ya da 10 firmada ancak vardır. Dolayısıyla bu kanun baştan sona acemice hazırlanmıştır. Çevreyi değil, zincir marketleri veya bazı büyük firmaları korumaya yönelik bir yasadır. Binlerce emekçi kardeşimizin işini kaybetmesine, yüzlerce geri dönüşüm tesisinin kapanmasına, atıkların toplanmayarak sokaklarda kalmasına yol açacak bir yasadır. Sanayi hiç düşünülmemiştir. İvedi bir şekilde bu yanlıştan dönülmelidir.