Türkiye tekrar harıl harıl seçim hazırlıklarının yapıldığı bir sürece girdi. Tüm partilerde yoğun mesai başlamış durumdadır. Ciddi hedefleri olan büyük partiler, istisnasız bütün seçimlere her zaman hazırdır. HÜDA PAR da misyonunun ve toplumsal beklentilerin farkında olan, bu beklentileri en üst düzeyde karşılamaya, bunun için bedel ödemeye azimli bir ciddiyetle seçim hazırlıklarını tamamlamaya çalışıyor.
HÜDA PAR, iktidarın da muhalefetin de yalama yaptığı, geleceğe dair umut ve beklentilerin tükendiği bir konjonktürde, tüm Türkiye'de boy gösterecektir inşallah. Bugün iktidarı ve muhalefetiyle; Türkiye siyasetinin iflas ettiği bir süreci yaşıyoruz. Maddi ve manevi olarak toplumumuz da iflasın eşiğine getirilmiştir. Dolar, faiz ve bankacılık sistemi üzerinden küresel sermaye baronlarına peşkeş çekilen bir ülke haline getirildik.
Yine parçalanmış aile yapımız, bitme noktasına getirilen ahlaki değerlerimiz, her gelenin oyuncağı haline getirilen eğitim sistemimiz ve çöken maneviyatımız ile vahşi batı medeniyetinin keskin dişleri arasında savunmasız bir şekilde kala kalmışız.
Tüm bu olumsuzluklara ve yanlışlara rağmen herkesin teslim olduğu, şak şakçıların ve riyakarların ortalığı yalan alkış ve övgü salvolarıyla inlettikleri bir hengamede HÜDA PAR, istikbalin ta kendisidir.
Sahada çalışan HÜDA PAR kadroları, bir önceki genel seçimlerde, tüm Türkiye'de bu partiye olan teveccühün farkındadır. Bu beklentilerin ve umutların sahipsiz ve de yüz üstü bırakılmaması gerektiğinin de şuurundadır. Zira 24 Haziran seçimlerinde Edirne'den Hakkâri`ye, Samsun'dan Antalya'ya HÜDA PAR'aolan azımsanmayacak teveccüh, bu partinin geleceğin partisi olduğunu, a'dan z'ye herkesin partisi olduğunu kanıtlamıştır.
Partinin hür kadrolarının bu gün tek dertleri vardır; Türkiye'nin tamamına yayılmış HÜDA PAR sevdasını karşılıksız bırakmamak, köy köy, ilçe ilçe tüm sahalarda çalışmanın hakkını verebilmek, bu partiye elini uzatan tüm elleri güçlü bir şekilde kavramak, boşta bırakmamak, bu birleşecek olan ellerden bir urvetülvusqa oluşturabilmektir.
Zorluk ve sıkıntıların farkındayız elbet. Bizim hazineden gelen trilyonlarımız yok tabi. Bize çalışan bankalarımız da yok. Bizim soframızdan, çocuklarımızın rızkından, katığımızdan kesip ayırdığımız üç kuruşumuz ve tertemiz alın terimizden başka heybemizde hiç bir şeyimiz yoktur. Bizi pohpohlayıp şişiren medya holdinglerimiz, oy oranı olarak bizi zirvelerde gösteren anket şirketlerimiz de yok maalesef.
Ancak bizim dürüst kadrolarımız vardır. Kendi ikbalini davasının, toplumunun, hakkın ve de adaletin ikbaline fedaya hazır binlerce kardeşimiz vardır. Çalmayan, çırpmayan, yalan söylemeyen, ilahi meşruiyetin sınırlarını canları pahasına koruyan dürüst, çalışkan ve hizmet ehli, ilim irfan ehli, gönül ehli canlarımız vardır.
Bizim başarı kıstasımız, çok fazla makam elde etmek, yüksek mevkilere gelmek değildir elbet. Yine bizim kazanma ölçümüz şan ile mevki ile insanların riyakarca teveccühü ile değil, belki gönüller kazanmak iledir. Bizde başarı, halk ile yönetim arasındaki tüm mesafelerin kaldırılması, devletin toplumunun hizmetinde olmasıdır. Bizde kazanmak, milletin kaynaklarının çalınıp çırpılmasının önüne geçmek, halkın imkanlarını halka seferber etmektir.
Memleket olarak kazanmak, toplumu istikamet üzere tutmaktır.
Parti özelinde kazanmak ise; ülke genelinde partiye olan teveccühlere her yerde karşılık verebilmektir.