Kur’an’ı Kerim’de isimleri geçen peygamberlerin kıssalarına dikkatle baktığımızda her bir peygamberin özellikle bir erdemiyle ön plana çıkarıldığını görürüz. Bu erdemler o peygamberlerle özdeşleşmiş gibidir.

  Örneğin: Hz. Eyyub (a.s.)’ın sabrı avam halk tarafından bile sıkça kullanılan bir klişe haline gelmiştir. Bunun gibi Hz. Yusuf (a.s.)’ın Züleyha’ya karşı iffeti, Hz. İbrahim (a.s.)’ın halim (yumuşak) oluşu, Hz. Süleyman (a.s.)’ın kendisine verilen nimetlere karşı şükrü, Hz. Davut (a.s.)’ın Calut karşısındaki cesareti, Hz. İsa (a.s.)’ın zühdü, Hz. Nuh (a.s.)’ın kavmine karşı tahammülü ve daha bunun gibi birçok örnek verilebilir.

  Rabbimizin tüm insan ve cinlere ‘en güzel örnek’ olarak gönderdiği son peygamberi Hz. Muhammed (a.s.v.) Hz. Aişe’nin nitelemesi ile “Yürüyen Kur’an’dır.” Kur’an’ı Kerim’in neredeyse üçte biri peygamberlerden bahsettiğine göre; yürüyen Kur’an olabilmek için O peygamberlerin öne çıkan özelliklerinin tümünü taşıması gerekir değil mi?

  Her ne kadar günümüzde dumura uğramış olsa da, hala geçerli olan evrensel ahlak anlayışının kabul ettiği tüm ahlaki erdemleri taşıyan, gelmiş geçmiş tek insan: Efendimiz (a.s.v.)’dır!

   Bu gerçeği hayatının her safhasında açıkça müşahede edebiliyoruz. Zira O’nun ahlakını anlatmak için ciltler dolusu kitaplar yazılmış yine de onu yeterince vasf etmekten aciz kalınmıştır.

   Daha peygamber değilken bile Mekke müşrikleri tarafından kendisine El-Emin denmesi O’nun yüce ahlakının kanıtı olmaktadır. Kişisel çıkarlarının tehlikeye girmesi nedeniyle peygamberliğini inkâr etseler dahi El-Emin oluşunu inkâra kalkışmamışlardır. 

  Ne yazık ki bizler O’nu görebilme bahtiyarlığına erişemedik. Bizler ‘kardeşlerim’ dediği sonradan gelen ümmeti konumundayız. O’nu okumadan tanıyamayacağımıza göre, tanımadan da sevmemiz mümkün değildir. Her okuma O’na bir adım yaklaşma demektir. O’na yaklaştıkça O’nu sevecek, sevdikçe O’na benzeyeceğiz…

  Bu niyet ve amaçla yola çıkan Peygamber Sevdalıları Vakfı’nın; her yıl düzenlediği Siyer Yarışması’na sayılı günler kaldı. ‘Kaybedeninin olmadığı yarışma’ sloganını sonuna kadar hâk eden ve başladığı günden bu yana yüz binlerce kişinin Allah Resulü (s.a.v.)’in hayatını okumasına vesile olan yarışma için her sene farklı bir kitap hazırlanıyor. Bu yılki yarışmanın yetişkin kategorisi kitabı; ‘Nebevi Ahlaktan Yansımalar’ ismiyle O’nun yüce ahlak özelliklerini anlatan Hüseyin Yıldız’ın kitabı. Kitap hakikaten Allah Rasulü (a.s.v.)’ın ahlakını o kadar güzel anlatıyor ki; okuyup da hayran olmamak mümkün değil.

  Evet, insanlığın aradığı kurtuluş reçetesi O’nun yüce ahlakında saklıdır. O’nu tanımadan geçen bir ömür, boşa geçmiş sayılır.

  Bu itibarla; O’nu tanıma ve tanıtma yolunda emeği geçen; yazarından tutun, en küçük görevlendirmesinde olan kişiye kadar herkesten, Allah ebeden razı olsun inşallah… İnsanlığa sunduğunuz kurtuluş reçetesinin, ahiretteki kurtuluş ameliniz olacağından hiç şüpheniz olmasın…

  Selam ve dua ile…