“Şeytan bugün bir iyilik yapacak veya doğru bir şey söyleyecek” diye bir duyuru yapılsa, ne yaparsınız?

Şeytanı tanıyan biri iseniz, pek tabi “acaba” dersiniz. Şüphe ve temkin ile yaklaşır, bunun arkasında acaba ne hinlik var deyip, bu hinliği bulmaya çalışırsınız.

Biz de öyle yapalım.

ABD`nin başkanlık koltuğuna oturan Trump`ın, Suriye`de güvenli bölge oluşturma planının arkasında ne hinlik var acaba!

Çünkü Amerika, yeryüzünün “büyük şeytan”ıdır. İblis`ten nasıl ki altında hinlik olmayan bir iyilik ve doğruluk sadır olmaz, ABD`den de altında hinlik olmayan bir iyilik ve doğruluk sadır olmaz.

Pekâlâ Amerika ıslah olabilir, diyebilirsiniz. Evet, doğrudur; İblis ıslah olmaz; ama zor da olsa Amerika`nın ıslah olması mümkündür. Ancak Trump ile beraber Amerika`nın ıslah olacağına dair bir emare yok. Bilakis ABD`nin daha şarlatan ve şımarık bir kibre bürüneceği gelişmeler yaşanıyor. 5 yaşındaki çocuğa terörist muamelesi yapıp ellerine kelepçe vurulması, bunun göstergesidir.

Beyaz Saray sözcüsünün de çocuğa yapılan muameleyi, “Çocukların da ABD`nin güvenliği için tehlike oluşturabileceği” açıklaması ile normalleştirmesi ve bir anlamda uygulamaya meşruiyet kazandıran açıklama yapması, her şeyi ifade etmeye yetiyor.

Peki, yönetimde gittikçe azgınlaşan Trump, Suriye`de güvenli bölge oluşturmayı neden istiyor?

Bu konuda “güvenli bölgelerin nerede ve kimin kontrolünde olacağı” önem arz etmekle birlikte, ABD`nin bu planının birkaç sebebi ve hedefi olabilir:

1- Suriye sahasında Rusya`nın gerisine düşen ve Suriye`de sağlanan ateşkes sürecinde devre dışı kalan ABD, bu hamle ile denkleme daha güçlü dönmek istiyor olabilir. Bu şekilde Suriye`de daha belirleyici olacak ve Suriye`ye bağlı olarak yürütülen süreçlerin merkezine yerleşecektir.

2- Suriye`de düşündüğü güvenli bölgeler üzerinden, Suriye`deki müttefiklerinin nüfuz alanlarını tahkim etmek ve meşruiyetlerini ileri aşamalara taşımak istiyor olabilir. “IŞİD`e karşı mücadele” gerekçesi ile silah yardımını meşrulaştırdığı Suriye`deki müttefiklerinin, oluşan alan hakimiyetlerini de güvenli bölgeler planı ile meşrulaştırmış olacaktır. Yani silah yardımı meşrulaştırılan SDG`nin (daha doğrusu PYD/YPG`nin) alan hakimiyeti de ABD`nin güvenli bölgeler planı ile meşrulaşmış olacak.

3- ABD güvenli bölgeler planı ile, ileriki aşamalarda israil`e güvenli bölge oluşturmak istiyordur. PYD`ye sağlanacak güvenli bölgeler, doğal olarak israile sağlanmış olacaktır.

Keşke ABD`nin Suriye`de düşündüğü “güvenli bölgeler” konusunda samimi olduğuna ve bununla Suriye`yi, Suriyelileri düşündüğüne inanabilseydik. Bu durumda hararetle bu planı savunurduk.

Zira yüzbinlerin ülkelerinde öldüğü, milyonların ülkelerinden uzakta perişan olduğu Suriyeliler için güvenli bölgeler, mevcut durumlarına kıyasla ülkelerinde kendileri için cehennem içinde cennet olurdu. Suriye`de emperyal çıkar ve planlar doğrultusunda kurulmayacak güvenli bölgeler olmasını elbette isteriz. 

Ancak ABD`nin bunu siyasi, askeri ve ekonomik çıkarları için istediğini ve bölgedeki hedeflerine varmak için bu planı devreye sokmak istediğini biliyoruz. Bu sebeple temkinli yaklaşıyoruz.