Geçen hafta yazdığım “derin hesaplar” başlıklı yazımı şu ifadelerle bitirmiştim:

“PKK`nin amacı mazlum Kürt halkının mağduriyetini daha da artırmak, bunun üzerinden… Kürtleri İslam`a düşman kılmak… Kürtler ne kadar mağdur olursa, PKK o kadar amacına ulaşmış olacak. Bu arada Kürtler ölmüş, kalmış, mağdur olmuş, rahat etmiş PKK/HDP`nin umurunda değil…”

Daha birkaç gün geçmeden PKK/HDP şehir eşkıyaları benim yazdıklarımın altına imza attılar ve hem de öyle bir imza ki az bile söylemişsin dedirten mühür bile bastılar.

Birkaç gün içinde yaşananları görüyor musunuz? Bütün Kürt illeri savaş alanına döndü.

Peki, bu savaşı kim, kime karşı veriyor?

Bu savaşı PKK, devlete karşı mı yoksa Kürtlere karşı mı veriyor? Diğer bir ifade ile bu savaştan devlet mi zarar gördü, Kürtler mi zarar gördü?

Manzara ortada ve hesap açık; bu savaşın bütün mağduru Kürtler ve zararı Kürtlere. Düşünebiliyor musunuz Kürt halkı için ne acı; öldürülen 24 insan, yakılan binlerce ev, işyeri, araç, öğrenci yurdu, okul… Kobani Kürtlerine sahip çıkıyoruz iddiasında olanlar, Türkiye Kürtlerinin canına okudu. On yıllarca devlet zulmü ve mahrumiyeti görmüş ve yeni yeni yüzü gülen, yaşlı başlı gariban erkek Kürt esnafı, yakılan sermayesi üzerine ağlıyor. Kürt erkeği devlet zulmü gördü ama acısını içine gömdü, çoğu zaman erkekliğine yediremedi ve ağlamadı ama onu Kürtler için mücadele ettiğini söyleyen PKK şehir eşkıyaları ağlattı. Öyle bir eşkıyalık ki, Kürt halkının kuyumcu dükkânını soydu, marketini yağmaladı, poşet poşet evine taşıdı. PKK, zehirli iğnesini gövdesine batıran akrep misali intihar ediyor.

Yaşanan olayların neticesi sadece halkın gördüğü bu zararlar değil elbet. PKK, geçmişte olduğu gibi yine Hizbullah`la çatışma için her yola başvurdu. Kürtler arası bir savaşın fitiline ha bire çakmak çaktı ve en nihayetinde görünen o ki bu fitili ateşledi. Böyle bir çatışmanın olması elbette istenmez ama Hizbullah Basın Bürosu`nun son açıklamasını ‘artık bıçak kemiğe dayandı` manasında okudum.

Böyle bir çatışma tekrardan çıkarsa, bunun tek bir sebebi ve suçlusu var, o da PKK/HDP`dir. Bu son yaşananların tek sorumlusu Selahattin Demirtaş`ın başını çektiği HDP`dir. Halkı sokağa çağıran ve 24 insanın canına, binlerce ev, işyeri, araç, yurt ve okula sebep olan odur. Selahattin Demirtaş bütün bunların ve çıkarsa PKK-Hizbullah çatışmasında yaşanacak olanların hesabını vermelidir. Devletten bir umudumuz ve beklentimiz yok ama Kürt halkı eninde sonunda bu hesabı Selahattin Demirtaş`a ve HDP`ye kesecektir.

Öcalan, bu olayların arkasında JİTEM var diyor. Biz de öyle sayalım, peki JİTEM`in adamı kim? Olayları çıkaranlar, sokaklara çıkanlar olduğuna göre, Selahattin Demirtaş da sokağa çıkma çağrısı JİTEM`in adamı olarak yakayı ele veriyor.

Olayların arka bağlantısı sadece bu kadarla da değil, JİTEM`in dışında ABD`ye uzanıyor. Dikkat ettiniz mi; Selahattin Demirtaş ABD`den döndü, halkı sokağa çıkma çağrısı yapıncaya kadar ABD ciddi manada IŞİD hedeflerini vurmadı. Öyle ki IŞİD, Kobani içlerine girdi ve Kobani düştü düşecekti. Bütün bunlara rağmen ABD ağırdan aldı, IŞİD`in kenarını, sağını, solunu vurdu. Bir şeyler bekliyordu. Ve ne zaman ki Selahattin Demirtaş halkı sokağa döktü ve eşkıya sürüsü gibi PKK`liler her tarafa saldırdı, hemen peşi sıra ABD de IŞİD hedeflerine yönelik büyük operasyona geçti ve IŞİD`in geri çekilmesini sağladı. Oyun içinde oyun, hesap içinde hesap ve kapalı kapılar arkasında yaşanan pazarlıklar.

ABD, PKK ile Türkiye`yi karıştırmazsan IŞİD`i ciddi vurmam pazarlığı yaptı. Türkiye`ye de Suriye`de koalisyonun isteklerini yapmazsan içini karıştırır, çözüm sürecini bitiririm mesajı verdi. Yani ABD, Türkiye`nin önüne iki seçenek koydu; ya iç savaş, ya dış savaş.

Hükümet biraz da kendi ektiğini biçiyor; Suriye meselesi, çözüm süreci politikaları, paralel yapı tehlikesi ve polislerinin bölgeye tayini konusundaki uyarılara kulak assaydı, bu duruma düşmezdi. Bu arada başka hesaplar da var: PKK-ABD şer ittifakı, özellikle HÜDA PAR ve Hizbullah Cemaati özelinde, genel olarak bölgede İslam`ın/Müslümanların defterini dürmek istiyor. Bu sebeple dindarlara saldırıyorlar, IŞİD bahane. Bu vesile ile şehit olan kardeşlerimize Allah`tan rahmet, ailelerine sabır diliyor, şehadetlerini tebrik ediyorum.