Hacca gidişle örtünen ve dönüşten sonra da örtülü olarak hayatlarını idame ettirme iradesi sergileyen AK Partili üç milletvekili, bu çerçevede meclise girme kararı aldılar. Bu karar, beraberinde başörtüsü tartışmasını gündeme getirdi. Gerçi bu sorun ve tartışma yeni değil. Cumhuriyetle yaşıt bir sorun ve tartışma. Cumhuriyet Bayramı`ının kutlandığı haftada Cumhuriyetle yaşıt olan böyle bir sorunun halen konuşuluyor olması ve böyle bir mağduriyetin halen yaşanıyor olması, nasıl bir Cumhuriyete sahip olduğumuzun göstergesi.

Halkın değerlerine düşmanlık eden Cumhuriyet, malesef bu halka bayram değil kâbus oldu. Bu kabusun temelini de CHP ideolojisinin kurucu kadroları attı. İlginçtir halka Cumhuriyet kâbusu yaşatan CHP, aradan 90 yıl geçmesine rağmen halen aynı kâbusun devamından yana mücadele veriyor.

Başörtüsü ile meclise girilmesinden dolayı CHP içinde çok büyük bir rahatsızlık var. 1999 seçimleri sonrası DSP`nin mecliste Merve Kavakçı`ya gösterdiği tepki içinde yer almış milletvekillerinin bazıları şu anda CHP`li olarak meclis çatısı altındalar. Bu milletvekillerine ek olarak üniversitelerdeki “İkna Odaları”nın mimarı Nur Serter gibiler de göz önünde bulundurulursa CHP içindeki potansiyel başörtü düşmanlığı daha net anlaşılır. Bu yüzden aslında CHP`nin aşırı bir tepki gösterme isteği var.

Ancak bununla birlikte Kemal Kılıçdaroğlu, parti milletvekilleri ile yaptığı görüşmelerle aşırıları da ikna ederek başörtülü milletvekillerine karşı durmayacaklarını ifade etti. Bu karşı durmayışı, had bildirme teşebbüsünde bulunmamak olarak kullanıyor elbet.

İçinde barındırdığı poransiyel düşmanlığı başörtülülere karşı sergileyememelerinin sebebi, parti içinde özgürlükçü bir anlayışın varlığından veya ağırlığından değil, tamamen konjonktüreldir. Türkiye`nin 1999 şartlarında olmadığını ve bu yüzden gösterecekleri tepkinin yaklaşan seçim dolayısıyla da kendilerine oy kaybettireceğini düşünüyorlar.

Başörtülü milletvekilleri ile AK Parti`nin seçim yatırımı yaptığını ve bunu siyasi simge olarak kullandığını iddia ediyorlar. CHP, AK Parti`nin bu mağduriyetler üzerinden seçim yatırımında bulunduğunu düşünüyorsa ki olabilir de bunu boşa çıkarmanın yolu, parti olarak daha erken davranıp mağduriyetleri giderecek adımlar atmaktır. AK Parti bu adımla seçim yatırımında bulunuyorsa CHP hemen karşı atağa geçmeli ve birkaç milletvekilini başörtüsü ile meclise göndermeli. İnanmıyorlar ki örtünsünler derseniz, bu aslında onların da başörtüsünü dedikleri gibi siyasi bir simge değil, bir inanç meselesi olarak gördüklerini gösterir. 

CHP sahip olduğu yasakçı zihniyeti terk etmedikçe daha çok yatırım alanları açar Ak Parti`ye. Ben her zaman söylüyorum: AK Parti`nin en büyük kazançlarından bir tanesi CHP gibi bir ana muhalefete sahip olmaları ve Recep Tayyip Erdoğan`ın en büyük kazançlarından bir tanesi de Kemal Kılıçdaroğlu gibi bir karşıt lidere sahip olması. Kemal Kılıçdaroğlu konuştukça ve CHP karşı durdukça millet Erdoğan ve AK Parti taraftarı oluyor.

İnanca düşmanlık temelli CHP muhalefeti, toplumun dindar kesiminden tepki çekerken bu muhalefetin gittikçe akıl ve ahlaktan yoksun yürütülmesi ayrıca toplumun insani tepkilerine de neden oluyor. Yani CHP yalnız dindarları değil, insani değerlere sahip olan ve bunlara sahip çıkanları da karşı cepheye itiyor.

Bu ülkenin iktidarında olduğu yıllardaki idaresini görmek sebebiyle halkın iktidara layık görmediği CHP, süreç içinde muhalefete de layık olmadığını ıspatladı. İktidar hırsı CHP`lilerin başına vurmuş olmalı ki son zamanlarda ne dediklerini bilmez hale geldiler. Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakanın kadınları dikizlediğini söyledi. CHP`li Canan Arıtman ise liderine nazire yaparcasına başörtüsünün tartışıldığı TV`deki bir programda “başörtüsü takılan küçük kızlar yüzünden tecavüz olaylarının arttığını, çünkü bu şekilde kadınlık hissi kazandırıldıklarını...” söyledi. Tecavüz olaylarının artmasının sebeplerini ve kendi önermesinden yola çıkarak Canan Arıtman`ın başörtüsü takmadan kadınlık hissini nasıl kazandığını veya kazanıp kazanmadığını bir tarafa bırakırsak siyasi tablo çok ciddi bir ahlak sorunu yaşıyor. 

 Kötü örnek olarak sadece CHP bağlamında değil, genel olarak milletin temsilcilerinin çok ciddi olarak ahlaka ihtiyaçları var. Umumi bir değerlendirme olarak ahlak, insana mahsus bir şeydir. İnsan, (iyi) ahlaka sahip oldukça insandır. (İyi) ahlaktan uzaklaştıkça insanlığını kaybeder. İnsanlığını kaybeden birinin acilen zihni ve ahlaki rehabilitasyona alınması gerekirken toplumun vekili, temsilcisi ve lideri olması bir felakettir.

Maddi ve manevi felaketlerden  korunmak duası ile...