Allah Teala insanı çok komplike bir varlık olarak yaratmış. Bu sebeple insan çok yönlü bir varlıktır. Bir tarafı akıldır, bir tarafı duygudur; bir tarafı şefkat, bir tarafı şiddettir; bir tarafı maddi lezzet, bir tarafı manevi lezzettir… Bu özellikler her insanda vardır. Ancak insanlar fıtratlarında var olan bu özeliklerden hangisine meyleder, o özelliği besler ve işlerse o yönü gelişir ve baskın olur. İhmal ettiği diğer yönleri ise körelir. Dolayısıyla böyle olunca da insanda denge kaçmış olur.

İnsanı denge üzerine yaratan kudret, bu özelliklerin de insanda bir denge halinde olmasını ister. Yani aklı da, duyguyu da, şefkati de, şiddeti de, sevgiyi de, nefreti de, maddi lezzeti de, manevi lezzeti de doyurmak ve kullanmak gerekir. Ama yerli yerinde… Bunlar yerli yerinde kullanılırsa hayat denge ve devam bulur. Yerli yerinde kullanılmayan insani özelikler, hayatın dengesini ve devamını bozar. Hayat zulme dönüşür.

Yapısal dengesi bozulan bir insanın fikirleri, söylemleri ve eylemleri de ölçüden uzak, aşırı olur. Çevrenizde görüp karşılaştığınız ölçüsüz fikir, söylem ve eylem sahibi insanlar, aslında yapısal olarak insani dengesi bozulmuş olanlardır.
İnsan, çok yönlü bir varlık olduğu için çok yönlü beslenmesi ve çok yönlü yaşaması gerekir. Tek yönlü beslenme ve yaşam fıtrata ve adalete aykırıdır. Kamil ve derin insanlar çok yönlü yaşamışlar; yerine göre aklı, duyguyu, şefkati, şiddeti, sevgiyi ve nefreti kullanmışlar. Bunun için de bir taraftan tefsir, hadis, fıkıh, siyer ile uğraşırken, bir taraftan da “şiirin bir kısmı vardır ki hikmettir” türünden şiir yazmış veya okumuşlar. İnsani dengeyi besleyen bu insanlar, hayatı madde ve mana boyutuyla yaşamışlar. Fertlerin çoğunluğunun insani dengeyi kaçırdığı bir toplumun yeni nesli de madde üzerine yetişiyor. Yani demem o ki; dengeyi, ölçüyü, manayı kaçırıyoruz. Bu anlamda bugünlerde okuduğum bir şiiri de sizinle paylaşmak istedim.
Bileylenmiş bilinç

Coğrafya dersinde kırık not almış kızım

Bilemeyince Misisippi`nin uzunluğunu

Ve yüksekliğini Everest`in

Bir de Afrika kıtasının yüzölçümünü sorunca hocası

Yüreğimde sınırsız siyah bir acı demiş cevaben

Göstermiş dünyanın kaç bucak olduğunu

Otur yerine demiş sıfır veriyorum sana

İncinmiş haliyle kızımın

Kalbinin ince yanı

Üzülme dedim kızıma

Hocanın sana verdiği kırık not için

Asıl önemli olan senin

Bileylenmiş bilincin

Hem düşün bir kez;

Niçin en çok kadın ve çocuklar ölür savaşta?

Ve savaş olmadan ne zaman anılacak adları?

Şunu unutma ki kızım

Ne dağların yüksekliğini bilmenin önemi var

Ne uzunluğunu nehirlerin

Bilmesen de olur dünyanın yedi harikasını

Fakat bilmelisin behemehal

Yedi başlı zalimlerin adını

Ve kan emici devletlerin

Bir de büyük şeytanın

Kim olduğunu. (Mustafa Ökkeş Evren)