Baykal`dan sonra, MHP`nin iki üst düzey yöneticisinin de fuhuş kasetleri ortaya çıktı. Amerika, İtalya, israil... Başkan ve Cumhurbaşkanlarının zinaya dair ahlâksızlıkları da Türkiye dışının kötü örnekleri.
Baykal`ın kamuouna yansıyan rezaletinden sonra kaleme aldığım yazıma, bazı Müslüman kardeşlerden ilginç eleştiriler aldım. Zannedersem hüsn-i niyetten, aşırı merhametten, fıkhın genel kaideleri içindeki istisnaların gözardı edilmesinden kaynaklı, ifrat-tefrit uçlarında sapla-saman birbirine karıştırılıyor.
Sadi-i Şirazi; “Şayet Allah, kullarının gece gündüz işledikleri günahları gizlemeyip alınlarına yazsaydı, herkes yüzlerine tükürürdü” diyor. Gerçekten Allah (cc), kullarına karşı son derece settardır, zina dahil bütün günahlarını örtüyor. (Hatta kitapları sağ tarafından verileceklerin günahlarını, onlara fısıldayarak sayacağını, sonra da dünyada senin için örttüğüm gibi, burada da örteceğim deyip, amel sahifesindeki günahlarını sileceği hadislerde rivayet edilmiştir.)
Kullarının genelinin günahlarına Settar olan Allah (cc), bazı kullarının ise, yüzlerine tükürülecek günah ve ayıplarını, Peygamber (sav)`in dili ile yüzlerine vurmuş, Kur`an ayeti ile ebedileştirmiş ve tüm insanlara duyurmuştur.
Küfrün elebaşlarından Velid b. Muğire`yi bilirsiniz. Eşraf ve asaletinden gelen kibir ile İslam`a düşmanlık ettikçe etmişti. Kur`an`a, öncekilerin masalı; Peygamber (sav)`e de mecnun diyen kimsedir. Herkes onu Mekke`nin asil şahsiyeti olarak biliyorken, Kalem suresi`nin 10-16 ayetleri onun hakkında iner ve onun dokuz özelliğinden bahseder. Bu özelliklerinden birinin de veled-i zina olduğu belirtilip, soysuzluğu ortaya konulur. İbn-i Abbas der ki; ayetler inince, Velid hemen annesinin yanına gider ve kılıcını sıyırıp annesine: “Muhammed beni dokuz vasıf ile vasıflandırdı. Vallahi biri (zenim: Veled-i zina) hariç hepsinin açıkça bende olduğunu biliyorum. Doğruyu söylemezsen, boynunu bu kılıçla vuracağım.” Annesi de korkarak itiraf eder: “Babanın çocuğu olmuyordu, kalacak maldan endişelendim. Bir çobanla beraber oldum, sen o çobanın oğlusun.” Böylece Allah, ihtiyarlığının sonuna kadar gizli kalmış bir günahı, Velid b. Muğire`nin şahsında açığa vurur.
Tecessüsü (ortaya çıkarmak için günahları araştırmayı) bile haram kılmış olan Allah Tealâ, yılların eskittiği / ihtiyarlattığı bir günahı, neden Kur`an ayeti yapacak kadar ortaya çıkarmış?
Toplumun yaşamı ve ahlakı üzerinde etkin olan kafir, fasık ve zalimler sözkonusu olunca, İslam`ın yaklaşımı değişir. Bir de bunlar idareci konumunda iseler... Bunların gıybeti helalleşir, ahlaksızlıkları ve zulümleri anlatılır. Öyle ki, toplum içindeki itibarları kırılsın, insanlar bunların iç yüzlerini görsün de şerlerinden korunsun.
Egemenlerin ahlaksızlığı, ahlaksızlığın egemenliğini getirir. Ahlaksız önderler ve idareciler, toplumu ahlaksızlaştırır. Toplumun bugünkü ahlaksızlığının temelinde bunlar vardır.
Resulullah (sav) şu hadisinde buna vurgu yapıyor: “Ümmetimden iki sınıf vardır ki, bunlar düzelirse insanlar düzelir, bunlar bozulursa insanlar bozulur. Bu iki sınıf: İdareciler ve ilim sahipleri (alimler, aydınlar, yazarlar, öğretmenler...) dir.
Kasetlerin kaynağını bilmemekle birlikte, zannedersem birilerinin elinde kullanılmak üzere daha çok kaset var. Askeriyenin üst kademelerinde kadınla avlananlar, siyasette kadınla avlananlar, medyada kadınla avlananlar... Fuhuş çeteleri, ajanlaştırma, komplolar... Çıkan kasetlerin, buz dağının görünen kısmı olduğunu gösteriyor.
Başta gençler olmak üzere herkesin, ortaya çıkan-çıkmayan komplo ve kadın tehlikelerine karşı dikkatli olması gerek. Bu konuyu sürekli işlemek lazım. Bir günah, bir hata, bir mesaj, bir telefon görüşmesi, uzaktan bir ilişki... deyip geçiştirmemek gerekir. Birileri bu küçükleri, daha büyük günahların aracı, şantajı yapar ve şimdi kullanamadıysa seneler sonra da olsa kullanır. Baksanıza, ÖSYM başkanının 21 yıl önceki intihal (sahibinin ismini belirtmeden bir yazıyı kendi adına yayınlama) suçunu şimdi önüne koyuyorlar.
Bırakın bu tür kasetleri, gizlice yaptıkları ikinci evliliklerinden ve gençliklerinde işledikleri söylenen günahlardan dolayı, bazı ileri gelen İslami şahsiyetlerin ne sıkıntılar çektiklerini ve akibetlerini biliyoruz. Birilerinin, bunları kullandığı da biliniyor.
Tehlikeli bir zamandayız. Allah korusun, küçük görülen bir günahla başlayan fakat dünya-ahireti mahveden bir akibet yaşanabilir.
Allah`ın hıfzında olmak duası ile...