Şüphesiz ki insan, kaybedilmemesi gereken şeylerle hoşnut olduğu gibi, elde edemeyeceği şeylere ulaşamamakla da üzülür. Sevincin, ahiretten elde ettiğin, teessüfün ise, ondan kaybettiğin şeyle olmalıdır. Dünyadan elde ettiğin şeyle çok hoşnut olma, ondan ulaşamadığın şeye de çok üzülme. Yaşantında bütün gayretin ölümden sonraki şeyler için olmalıdır.


Dünya, başlangıcı çile ve zorluk, sonu ise fena ve yokluk olan bir yurttur. Helalinde hesap var; haramında azap var. Bu yurtta sıhhatli ve salim olan güven içinde olduğunu sanır, hastalanan ise (kötülüklerden) pişmanlık duyar. Zenginleşen, kendini kaybeder; fakir düşen üzüntülere kapılır. Kim ona (istekle, hasretle) bakarsa onu kör eder, kim ona ibret nazarıyla bakarsa onu basiretli kılar.


Dostlukta aşırı gitme, olur ki dost bir (gün) düşman kesilir; düşmanlıkta da haddi aşma, olur ki düşman bir (gün) dost olur.


Akıl gibi zenginlik, bilgisizlik gibi fakirlik yoktur.


Her musibetin bir zamanı vardır, o zaman mutlak yaşanmalıdır; o musibet birinizin başına geldiğinde zamanı gelip geçene kadar teslim olup sabretsin. Zira musibet yöneldiği zaman onu gidermek için çare aramak, onun zorluğunu çoğaltır.


Sabrın imandaki yeri başın vücuttaki yeri gibidir. Sabrı olmayanın imanı olamaz.


Size ardında ölüm olan bir süre tanınmıştır. Sizinle birlikte amellerin önünü alan arzular vardır. Öyleyse fırsatı ganimet bilin, ölümden daha çabuk davranın (ölümden önce bir iş yapmaya çalışın) arzuyu yalan bilin; amelden azık toplayın. Var mı başka bir kurtuluş yolu, kaçacak yer, firar edilecek bir taraf? Var mı sığınılacak, iltica edilecek bir yer? Öyleyse nereye gidiyorsunuz?


Akıl, müminin dostudur; hilim, yardımcısıdır; iyi geçinmek babasıdır; yumuşak davranmak kardeşidir. Akıllı bir kimsede üç özellik olmalıdır: Kendi durumunu düşünmeli, dilini korumalı, zamanını tanımalı.


Biri kardeşler hakkında sorduğunda, İmam şöyle buyurdu: Kardeşler iki kısımdır: Güvenilir kardeşler ve insanın yüzüne gülen kardeşler. Güvenilir kardeşler insanın sığınağı, kanadı, akrabasıdır. Kardeşine güvenin tam oldu mu, malını, servetini onun yetkisine bırak; dostuyla dost, düşmanıyla düşman ol; onun sırrını, ayıbını gizle, iyiliklerini açıkla. Fakat bil ki ey soran kişi! Böyle kardeş, halis kırmızı altından, kırmızı yakuttan daha az bulunur.


İnsanın yüzüne gülen kardeşlere gelince; onlardan sana faydalar dokunduğu için onlarla olan ilişkini kesme. Bundan fazla da onların seni gönülden sevmelerini bekleme; onlar sana güler yüzlü ve tatlı dilli oldukça sen de onlara karşı öyle ol.


Kendisini dört şeyden koruyabilen, hoşlanılmayan çirkin şeyleri hiçbir zaman görmemeye layıktır. “O dört şey nedir?” diye sorulduğunda şöyle buyurdu: Acelecilik, inatçılık, bencillik ve gevşeklik.


Kim öfkesini haksız yere yürütmek isterse, Allah Teâlâ hak olarak zillet ve hakirliği ona tattırır; Allah Teâlâ çirkin işleri sevmez.


İlim, öncülük yapar ve insanı iyiliğe doğru çeker; amel ise itici güçtür, ama nefis inatçı bir binek gibidir.


İşler üç çeşittir: Doğru olduğu açık olan bir iş; böyle bir işin ardına düş. Doğru olmadığı belli olan bir iş; böyle bir işten kaçın. Karışık ve şüpheli olan bir iş; böyle bir işi ehline bırak.


Bütün hayırlar üç şeyde toplanmıştır: Bakış, susma, konuşma. İbret alınmayan her bakış boş; fikirle olmayan her susma gaflet; içinde zikir olmayan her konuşma lağvdir (boştur). Bakışı ibret, susması tefekkür, konuşması zikir olan kimseye ne mutlu.


Allah`a doğru giden en sevimli yollardan biri, iki şeyi yutmaktır: Bunlardan birisi olgunlukla öfkeyi yutmak, diğeri sabırla kederi yutmaktır. Allah` a giden en sevimli yollardan biri de dökülen iki damladır: Gece yarısında gözden akan yaşlar ve Allah yolunda dökülen kandamlaları. Yine Allah`a doğru giden en sevimli yollardan biri de iki adımdır: Birincisi Müslümanın Allah yolunda bir safı muhkem kılmak için attığı adım; ikincisi ise sıla-i rahim ( akrabaları ziyaret) için atılan adım. Bu adım birincisinden daha faziletlidir.


İşler takdir ve alınyazısı karşısında öyle boyun eğer ki, bazen tedbirin kendisi dönüp afet olur.


Nasihatlenmek ve nasiplenmek duası ile...