Çin’de ortaya çıkan korona virüsü bütün dünyayı kasıp kavuruyor.

2020 yılına ulaştığımız bu dünyada; yani bilim, uzay ve teknoloji çağı denilen yaşadığımız bu zamanda bütün dünya gözle görünmeyen bir virüs karşısında adeta titriyor.

Kavuştuğu gücün sarhoşluğunu yaşayan son asrın insanı ise, bu virüs karşısında son derece aciz.

Bildiğimiz devasa devletlerin, övündükleri süper süper güçleri ile, bu virüs karşısında koruyucu tedbir almaktan başka bir gücü ve çaresi yok şu anda maalesef.

Virüs ile ilgili çok şeyler söylendi ve söylenmeye devam ediyor.

Komplo teorileri kapsamında biyolojik silah olarak ABD’nin gücüne bağlayanlar... Öyle bir şey olmadığını, bunun da diğer gribal enfeksiyon türlerinden biri olduğunu ve her yıl gripten yüzbinlerce kişinin öldüğünü söyleyip, durumun abartıldığı havasında olanlar...

Bunların dışında virüsü siyasete malzeme yapanlar ve bunun üzerinden muhalefet geliştirenler... Virüsü fırsat bilip bunu haksız ekonomik kazanca dönüştürenler...  

Kirli ve karışık bir dünyada yaşadığımız bir gerçek.

Egemen güçlerin ekonomik, askeri ve siyasi güç devşirmek için her şeye baş vurdukları ve her şeyi kullandıkları da bir gerçek.

İlaç üreticisi ülkeler ve firmaların, silah üreticisi ülke ve firmaların dünya üzerinde çıkardıkları savaşlar gibi, hastalık oluşturdukları ve bu şekilde dünyaya ilaç pazarladıkları da bir gerçek.

Bütün bu kirli ve karışık dünyada insanların kafalarının karışması da normal. Ancak ne olursa olsun bilinçli bir insanın ve Müslümanın kafası bu kadar karışık olmamalı. Ekranlara ve sosyal medyaya bağlı olarak düşünce, inanç ve duygu dünyası geliştirmemeli.

Değerlendirmelere ve paylaşımlara bakıyorum, bilinçli bildiğim Müslümanların bile fabrika ayarlarının bozulduğunu hayata ve hayattaki gelişmelere Kuran’ın penceresinden bakması gerekirken, ekranların ve sosyal medyanın penceresinden baktığını ve bunlar üzerine bir düşünce dünyası geliştirdiğini üzülerek müşahede ediyorum.

Evet, ABD güçlüdür; ama ABD’nin de karşısında aciz kaldığı bir güç vardır.

Evet, günümüz dünya düzeni ve kapitalist yapıları kirlidir. Ama düzenin dizginleri bütünü ile bunların elinde değil. Bunların da üzerinde düzenin idaresi elinde olan bir güç vardır.

Yüce Allah Fetih Suresi’nde aynı sayfada iki yerde “Göklerin ve yerlerin orduları Allah’a aittir” ayetine yer vermiş.

Allah’a ait olan göklerin ve yerlerin orduları nelerdir? Örnekleri var mı?

Kur’an bu orduların örneklerinden bahsediyor. Kuş, ses, sel, rüzgar, gökten yağan taş, sinek, çekirge, kurbağa, deprem, melek...

Allah insanlığı uyarmak, terbiye etmek, bazen de cezalandırmak için bunları kullanmış. Geçmişte bunu yapan Allah, herhalde bugün de yapıyor ve yarın da yapacaktır.

Demem o ki, birilerinin bizi uzaklaştırmak istediği Kuran’ın penceresinden hayata bakmayı terk etmeyelim.