Bazıları için biraz garip bir yazı olabilir ancak benim gördüğüm manzara bu garabeti içinde barındırıyor.
Garabetten öte büyük tehlikeleri içinde barındırıyor.
Bir tarafta devlet tasarrufu olarak Suriyeli mülteciler derdest edilip Suriye’ye gönderiliyor.
Diğer tarafta toplumsal bir olay olarak Trabzon’da Irak Kürdistanı’ndan gelen bir grup Kürt turist saldırıya uğruyor.
Tanınmış bir baklava firmasının sahibi trafikte, içinde hamile bir bayanın bulunduğu bir araca, kendisini kaybeder derecesinde anormal bir şekilde saldırıyor.
Diyeceksiniz ki, bu olayların ve gelişmelerin birbiri ile ne alakası var!?
Haklısınız, ilk bakışta birbiri ile ilişkili olaylar ve gelişmeler olarak görülmüyor. Ancak dediğim gibi ben, yaşananların bizleri iyi bir noktaya doğru götürmediğini düşünüyor ve görüyorum. Birbiri ile ilişkili veya ilişkisiz, yaşanan bu olaylar ve gelişmeler bizleri tehlikeli bir yere doğru götürüyor.
Ya şu anda derinden derine bir el devleti ve toplumu bir şeylere hazırlıyor, ya da günün sonunda uluslararası stratejik bir akıl, ortaya çıkan tablo ve olgunlaşan şartları fırsat bilip devreye girecek. Ya da her ikisi. Bana göre her ikisi; hem derin bir el devleti ve toplumu hazırlıyor, hem de sonradan uluslararası stratejik bir akıl devreye girecek.
Son dönemlerde (özellikle 2015 sonrası başlayan ve darbe sonrası pekişen MHP ile ittifak sonrası) iktidarın, devlet içinde gittikçe kontrolü kaybettiğini daha önce yazmış ve ilişkili her müsait ortamda bunu dillendirmiştim.
İktidar mevcut ittifakları ile devlet içinde hakimiyeti ve kontrolü MHP ve ulusalcı Kemalistlere kaptırdı ve kaptırmaya devam ediyor. Buna dair yaşanan pek çok örnek var. İktidarın altını oyan, Erdoğan’ı gittikçe yalnızlaştıran, toplumsal desteği zayıflatan, sandıkta kaybettiren o kadar bariz örnekler var ki…
İşin garibi iktidar ve Erdoğan’ın da bunda rol almalarıdır!
Suriyelilerin derdest edilip Suriye’ye geri gönderilmeleri, iktidarın aciz kaldığı veya ittifak halinde olduğu milliyetçi ve ulusalcı Kemalistleri razı etmek adına giriştiği veya sessiz kaldığı bir gelişme.
Sonuç ne olur?
Devlette iplerin MHP ve ulusalcı Kemalistlere kaptırıldığı, toplumda karşılıklı nefretin ırkçılık üzerinden tırmandırıldığı ve fert psikolojisinin bozuk olduğu bir Türkiye’yi iyi günlerin beklemediğini söylemek için, gaybdan haber almaya gerek yok.
Kontrolsüz bir devlet, kontrolsüz bir toplum, kontrolsüz bir fert kontrolsüz bir bölgede felaket demek.
Peki ne yapmalı?
Toplumsal ve siyasi gerginliği özenle azaltmalı. Bunun için de Kürt meselesinde kardeşliğin içi doldurulmalı. KHK mağduriyetleri giderilmeli. FETÖ’nün tabanını kazanmaya veya daha fazla düşmanlaştırmamaya yönelik adımlar atmalı. Devlet, vatandaşa eşit yaklaşmalı. Toplumun şiddete başvurmayan her kesimine zeytin dalı uzatmalı. İktidar, siyasi çekişmeleri bırakıp ekonomiyi düzeltmeye ve hizmete ağırlık vermeli.