Halepçe katliamının yıl dönümünde Halepçe`nin acısını bugün yaşanmış gibi hissediyoruz. 16 Mart 1988 yılında Amerikan uşağı cani Saddam ve Baasçı ordusu tarafından binlerce sivil Kürt, vahşice katledildi. Amerika`nın sağladığı kimyasal silahlarla Irak Kürdistan`ında bulunan Halepçe kasabasında 5 binden fazla kadın, çocuk, genç, ihtiyar korkunç bir şekilde öldürüldü. Dünyanın gözleri önünde gerçekleşen bu katliama Batı da ve onun uşakları da gözlerini kapattı. Bu vahşi katliamla Batı Müslüman Kürt halkının dostu olmadığını bir kez daha gösterdi.
Batı Müslümanlara düşmanlığını da her fırsatta gösterdi. Kürtler ne çektilerse Batıdan ve onun yerli uşaklarından çekti. Batının desteklediği hiçbir devlet, oluşum ya da örgüt Kürtlere kurtuluş, mutluluk, huzur, kalkınma getirmedi. Katliamdan, vahşetten, yıkımdan, sömürüden, dışa bağımlılıktan, din düşmanlığından, yoksulluk ve ahlaki yozlaşmadan başka bir şey vermediler bu halka. Kürtlerin mazlumiyet ve sahipsizliğinin katmerleşmesi bu sahte kurtarıcılara olan güvenden kaynaklandı.
Kemalist rejim Batılıların desteğiyle kuruldu. Önce İngiltere`nin sonra da Amerika`nın güdümüne girdi Kemalist rejim. Her zaman Batılılardan destek gördü. Batının bir parçası oldu. Batıdan izinsiz, Batının müsaadesi olmadan su bile içmedi. Batının desteğindeki Kemalist rejimin Kürt halkına yönelik asimilasyon ve katliamlarını artık o rejimin dostları da kabul ediyor.
Bugün Kürtlerin hamisi olduğunu iddia eden PKK de Batı desteklidir. Amerikan ve İsrail desteklidir. Avrupa desteklidir. Herkes de biliyor ki PKK`nin arkasında Batı var. PKK Batının yardımıyla ayakta duruyor, Batının silahlarıyla savaşıyor. Her şeyiyle Batıya, Batının çıkarlarına hizmet ediyor. Batının İslam âlemini zayıflatma, parçalayıp bölme, Müslüman halkları sömürme emelleri doğrultusunda tavır belirliyor. Kültür emperyalizmin gönüllü silahşorluğunu yapıyor.
Müslüman halklar, özellikle Kürt halkı Batıcı yönetimlerin, Batı destekli örgütlerin onlara yıkım ve esaretten başka bir şey vermediğini ve veremeyeceğini görmeli. Batı destekli bu uşak oluşumların sadece Batılı efendilerinin hizmetçileri olduklarını, halkın mutluluk ve kurtuluşlarının umurlarında olmadığını anlamalıdır. Müslüman Kürt halkı kendilerine düşman, dinlerine düşman, acılarını umursamayan, kendilerine yıkım, kaos ve fakirlikten başka bir şey getirmeyen bu Batı uşaklarından yüz çevirmelidir.
Ki özellikle çukur siyasetlerinden, 15 Temmuz sürecinde FETÖ ile olan işbirliğinden ve Amerika`yla olan aşk derecesindeki flörtlerinden ötürü Kürt halkı bunlardan yüz çevirmiş ve bu kesimler Kürt halkı yanındaki değerlerini büyük ölçüde kaybetmişlerdir.
Müslüman Kürt halkı izzetin, kurtuluşun, mutluluğun İslam`da olduğunu görmeli ve yüzünü ona asırlarca onur ve izzet bahşeden İslam`a çevirmelidir. İslam ve Müslümanlar hiçbir zaman Kürt halkını mahcup etmedi. Ona esenlik ve mutluluktan başka bir şey vermedi. Müslüman Kürt halkı gerçekten kurtuluş, huzur, kalkınma istiyorsa, bugün içinde bulunduğu zavallılık ve perişanlığın bitmesini arzuluyorsa Amerika, İsrail destekli PKK gibi örgütlere umut bağlamaktan vazgeçip İslam`ın hayat bahşeden aydınlığına koşmalı.
Halepçe katliamının gerçek müsebbibi olan Amerika ve Batı, bugün İslam ve Müslümanlara karşı olan düşmanca yüzlerini çok daha net bir şekilde ortaya çıkarmıştır. Suriye`de, Yemen`de, Afganistan ve Irak`ta her gün Batı kaynaklı yeni Halepçe`ler yaşanıyor.
Mustazaflar Haftasını idrak ederken ümmetin Mustazaflaştırılmasının en büyük müsebbibinin Batı ve Avrupa olduğu bilinciyle hareket edip, Batı ve Avrupa`dan yüz çeviren bir İslam dünyası inşasının tez elden gerçekleşmesini ümit ediyorum.