Tüm Amerika yönetimleri İslam düşmanı ve Firavni yönetimlerdi. Onlar için tek değer emperyalist çıkarlarıydı. Tek referansları ulusal menfaatleriydi. O yüzden o yönetimlerle flört eden, onlarla işbirliğine girip dürüstlük bekleyen birçok lider, son kullanma tarihleri gelince acımasızca harcandılar. Saddam, Hüsnü Mübarek ve daha birçok gerici lider buna örnektir.

Lakin şimdiki yönetim hepsinden daha kötü… Cahil, bağnaz, kafatasçı, İslam ve Müslümanlara karşı içi kin ve nefretle dolu ve en büyük savaşını Müslümanlarla yapmayı hayal eden faşist bir lider var yönetimin başında. Bu adam ve ekibi İslam ve Müslümanlara olan düşmanlıklarını da gizlemiyor. Müslümanlar için ne kadar kutsal değer varsa bunların hedefinde. Bu yönetimin azgınlıkta geldiği noktayı anlamak için Filistin konusundaki politikalarına bakmak yeterli. Amerika`nın yeni faşist lideri, devletin Ortadoğu işlerini yürütmek için Siyonist bir Yahudi`yi seçti. Aynı zamanda damadı da olan bu Siyonist Yahudi, Amerika`nın Ortadoğu ve Filistin politikasından sorumlu olacak. İşin vahametini görüyorsunuz değil mi?

İmam Humeyni`nin Amerika için büyük şeytan demesi boşuna değil. O, gerçekten büyük şeytan… Ve ne yazık ki bazı Müslüman ülke ve liderler bu büyük şeytanla aynı yatağa girmek istiyor. Ona şirin gözükerek, onun şimdilik ana düşman bellediği bazı İslam ülkelerine karşı onunla işbirliğine giderek saltanat ve iktidarlarını koruma derdine düşmüşler. Veya bu yolla kendi ulusal çıkarlarını koruyacaklarını sanıyorlar.

Bu Müslüman ülke ve liderler tarihten ders almalılar. Yılanla aynı yatağa girilemeyeceğini bilmeliler. Yılanla aynı yatağa girersen seni ısırır, zehirler. Çünkü fıtratında bu var. Moğol ve Haçlı istilası zamanında da bazı lider ve yönetimler onlara yaranma ve sözde çıkarlarını koruma, iktidarda kalabilme uğruna din kardeşlerine ihanet etmişlerdi. Bu barbar istilacılarla işbirliğine girmiş, kardeş katili olmuşlardı. Ama kendileri de daha sonra istilacıların gazabından kurtulamamışlar, hem dünyalarını hem de ahiretlerini kaybetmişler, Müslüman halkların tarihinde de kara birer leke olarak anılagelmişlerdi.

Satılmış Arap lider ve yönetimlere bir diyeceğim yok. Onlar kendilerine verilen görevi yapıyorlar. Çünkü her biri birer eyalet valisi konumunda… Amerika`ya bağlı birer eyalet valisi… Onlar Batı hayranı, Avrupa okullarında büyütülüp yetiştirilmiş, Müslümanlarla bağları sadece isimlerinden ibaret olan, Batılı gibi düşünüp yaşayan, Batı bankalarında trilyonları bulunan birer yerli oryantalist.  Osmanlı sonrası İslam dünyasını istila ve işgal sürecinde Müslüman halkların başına tayin edilmiş ve Müslüman halkların zenginliklerini Batıya peşkeş çekmekten başka bir işe yaramayan birer işbirlikçi…

Benin diyeceğim İslami geçmişleri olan ve gerçekten ümmet için bir şeyler yapma kaygısı taşıyan lider ve yöneticilere. Özellikle de şu anki Türkiye liderliğine… Lütfen tekrar aynı tuzağa düşmeyin. Yılanla aynı yatağa girmenin sonunun hüsran olduğunu bilin. Ulusal çıkarlarınızın uğruna ümmetin varlığını tehlikeye atmayın. Amerika`ya güvenmeyin, vazgeçin artık ondan. Canınıza kastetmekten çekinmeyen bu faşist istilacı fırsatını bulduğu an sizlerin de kuyusunu kazmaktan asla çekinmez.

Komşu Müslüman ülkelerle ve diğer Asya ülkeleriyle sürdürdüğünüz yapıcı politikadan vazgeçmeyin. Özellikle İran`la dost ve kardeşçe ilişkilerinizi geliştirip ümmetin sorunlarına beraber çözüm bulmaya çalışın. Suriye yangınının da ve ümmeti perişan eden diğer yangınların da ancak bu yolla söneceğini bilin.