Kürdistan`da iki anlayış var. İslami anlayış ve İslam`dan hoşlanmayan batıcı anlayış… İslami anlayışın sahipleri en az bin yıllık bir kültür ve medeniyetin çocuklarıdırlar. Bu anlayışın sahipleri bu şerefli topraklarda yüzlerce yıl hâkim oldular ve şerefli Kürt halkına binlerce âlim, filozof, bilim adamı hediye ettiler. Kürdistan İslam uygarlığı döneminde altın çağını yaşadı. İlim, irfan ve kültürün merkezi oldu. Selahaddin gibi büyük komutanlar, ümmetin göz bebeği devlet adamları; Molla Cezeri, Ahmed-e Hani gibi şairler, arifler; Şeyh Sait gibi direnişçiler, Bediüzzaman gibi düşünür ve âlimler yetiştirdi.

Kürdistan ve Kürtler bu gün, batı kültür ve ahlakının hâkimiyetinde olduğu bu döneminde tarihinin en acıklı dönemini yaşıyor. Kürdistan paramparça olmuş. Her parçası bir ülkenin hâkimiyetinde… Azıcık tarih bilgisi olan herkes biliyor ki Kürdistan`ı parçalayan batıydı. Birinci dünya savaşından sonra Osmanlıyı yıkan batı Bir proje dâhilinde ve emperyalist emellerine hizmet edecek şekilde İslam dünyasına bir harita çizdi. Bu harita çerçevesinde Kürdistan`ı dört-beş parçaya böldü. Ki ırkçılık hortlasın, Kürdistan İslam dünyası için bir fitne kaynağı olsun ve Kürtler hep mazlum olsunlar diye. Belki de haclı sürülerini İslam topraklarından kovup Küdüs`ü kurtaran Selahaddin`in çocuklarından bu şekilde intikam almak istiyorlardı.

Kürdistan emperyalist batının denetimine girdiği günden beri Kürtler rahat ve huzur yüzü görmediler. Sürekli sömürüldüler, katledildiler, sahipsiz bırakıldılar. İhanete uğradılar. Batı kuklası örgüt ve yapılar tarafından batının çıkarları yönünde kullanıldılar. Batı ve onların uşakları Müslüman, mazlum Kürt halkının kanı ve mazlumiyeti üzerinden siyaset yaptı, politikalar geliştirdi ve dünyevi kazanımlar elde etmeye çalıştı.

İslam uygarlık ve medeniyetinin hâkimiyeti altındayken dünyanın en kalkınmış, en şerefli ve ileri milletlerinden biri olan; binlerce âlim, edebiyatçı ve bilim adamı yetiştiren Kürtlerin bugün bir tek büyük âlimi, şairi ve bilim adamı var mı?

İşte İslami anlayış yanlıları Müslüman Kürtleri eski görkemli günlerine kavuşturmak istiyor. Tekrar ümmetin önderleri ve bayraktarları yapmak istiyor. Kürdistan`da ahlaki, dini ve bilimsel kalkınmanın gerçekleşmesini; mazlum Kürt halkının içinde bulundukları bu zillet atmosferinden kurtulmasını istiyor.

İslam`dan hoşlanmayan batıcı anlayış yanlıları ise mazlum Kürt halkının zilletinin devamından yanalar. Batı kültür ve anlayışının bu topraklarda daha da kökleşmesi, İslam uygarlık ve ahlakının unutulması için dev kampanyalar, projeler yürütüyorlar. İstiyorlar ki Müslüman Kürt halkı sürekli batıya mahkûm olsun, zenginlikleri batı tarafından sömürülsün, kişiliksiz kitleler haline gelsinler. Dinlerini unutmuş, ahlak ve namus duygusundan uzak, egemen güçlerin ucuz işçileri olmaya mahkûm, zevk ve eğlenceye düşkün, kullanılmaya müsait insanlar olsunlar.

Efendileri olan batılıların çıkarlarını korumak için, efendilerinin kendilerine verdiği imkânları kullanarak İslam`ı gerici bir din gibi göstermeye çalışıyorlar. İslam dininin Kürtleri geri bıraktığı yalanını uyduruyorlar. Her biri dünyaya ışık saçan birer yıldız mesabesindeki Müslüman Kürt âlim, şair ve edebiyatçıları yok sayıp İnsanlık tarihinin en büyük katillerinden olan komünist Stalin için, “ Ey mavi gözlü ilahım!” diyen Cegerxwîn gibi şair müsvettelerini büyük Kürt şairi, “ Yahudi halkının kaderi ile Kürt halkının kaderi birdir. Çünkü Yahudi halkı Arap emperyalizmine, Kürt halkı da Türk emperyalizmine karşı savaşıyor. “ diyen Kudüs işgalcisi Siyonist İsrail aşığı İsmail Beşikçi gibi Türk kökenli ateistleri Kürtlerin fikir babası ilan edip herkesi ahmak yerine koyuyorlar.

Evet, bir tarafta İslam için canlarını ortaya koyan Saidlerin temsilcileri, öbür taraftan Stalin`i ilah edinen dinsiz şair müsveddelerinin temsilcileri. Müslüman Kürt halkına yakışan Saidlerin temsilcilerini desteklemektir.