Aksa Tufanı, gerçekten de Batı dünyası için, Batı uygarlığı için, İslam dünyası ve insanlık için bir dönüm noktası oldu. Olmaya da devam edecek. Bu tufanın böyle bir etki yaratacağını belki de hiç kimse beklemiyordu.
Müslüman Filistin halkının erkeğiyle, kadınıyla, genci ve yaşlısıyla gösterdiği akıllara durgunluk veren cesaret, sabır, sebat, direniş; kemalin zirvesinde seyreden iman, ahlak, Allah’a bağlılık ve ahiret bilinci tarihin yönünü değiştirdi. Peygamber ve ashabı için söylenen, bir avuç insan dünyanın kaderini değiştirdi gerçeği Filistin halkının elleriyle hayat bulacak gibi görünüyor.
Aksa Tufanı, iki asırdır insanlığa kabul ettirilen, tüm güzelliklerin ve iyiliklerin kaynağı Batı uygarlığıdır algısını yerle bir etti. Batı dünyasının çıkarları söz konusu olunca ne kadar vahşi ve gaddar olabileceğini, insanlık dışı her türlü yola başvurabileceğini, ahlak, vicdan ve merhametin zerresine sahip olmadığını bütün dünya halkları gördü. Batının yüzündeki medeniyet boyası Aksa Tufanıyla darmadağın oldu, Batının vahşi yüzü tüm çıplaklığıyla ortaya çıktı.
Diğer bir önemli hakikat, israil denilen yapının bir devlet olmadığı, Batının İslam dünyasının göbeğinde kurulmuş bir askeri üssü olduğu, devasa bir ön cephe görevi gördüğü gerçeğinin anlaşılması. Herkes anladı ki israil, sadece israil’den ibaret değildir. İsrail ile savaş, topyekûn Batıyla savaş demektir. İsrail’in yıkılması, yok edilmesi Haçlı dünyasının İslam dünyasının bağrına sapladığı zehirli hançerin çıkarılması, sökülüp atılmasıdır.
Artık anlaşılmıştır ki israil yok edilmeden İslam dünyasında barışın, bağımsızlığın, özgürlüğün, birliğin ve huzurun gelmesi mümkün değildir. Emperyalist Batının tahakkümünden kurtulmanın olmazsa olmazı bu şeytani yapının imha edilmesinden geçer.
Dünya halklarının anladığı diğer bir hakikat, işgal edilmiş Filistin toprakları üzerinde kurulmuş yapının bir terör oluşumu olduğudur. İsrail denilen yapı terörist bir oluşumdur. Ve her türlü insani ve ahlaki değerden yoksundur. Böyle bir yapının varlığının sürdürülmesi insanlığa en büyük düşmanlıktır. Aksa Tufanı, iki devletli çözüm söylemini de çöp tenekesine atmıştır. Terörist bir yapının bir devlet olarak yaşatılması olacak olan bu çözümün, insanlığın aklıyla alay etmek olduğu anlaşılmıştır.
Aksa Tufanı, bir asra yakındır sanat ve edebiyat yoluyla, sinema filmleriyle, düzmece müzelerle ortaya atılan mazlum Yahudi halkı, mazlum israil toplumu masalını da sahiplerinin yüzüne çarpmıştır. Emperyalistlerin, mazlum Yahudi halkı masalıyla etrafında bir dokunulmazlık çemberi ördükleri vahşi Siyonizm’in Nazilere rahmet okutacak alçaklıkta bir yapı olduğunu Batı halkları bile anladı. Batılıların yüz yıllık onca çabası boşa gitti.
Aksa Tufanı, Müslüman halklarla birlikte Batı halklarının da uyanışına, vicdanlarının harekete geçmesine vesile oldu. Batı halkları özgür olmadıklarını, başlarındaki yönetimlerin bir avuç sermayedar Yahudi’nin, Siyonist Musevi’nin elinde tutsak olduğunu tüm çıplaklığıyla gördü ve modern Batıda belki de ilk defa halklar ile yönetimler ayrı düştü. Halkları tarafından yönetimlerine yönelik büyük güven sarsıntısı oluştu.
Yine belki de ilk defa Batı halkları arasında İslam’a ve Müslümanlara yönelik büyük bir sempati oluştu. Aksa Tufanı ile birlikte terörist Müslüman imajı yerle bir oldu. Siyonistlerin onca vahşetine rağmen başta HAMAS olmak üzere direniş cephesinin insani ve ahlaki davranışı, esirlere yönelik merhameti Batı halkları arasında şok etkisi yarattı ve İslam’ın cihat anlayışını tanıma imkanına kavuştular. Haçlıların, organize edip besledikleri tekfiri grupların eliyle oluşturdukları İslam’da cihat terördür algısı büyük sarsıntıya uğradı.
Aksa Tufanı, bu satırlara sığmayacak tarihi önemde olan daha birçok ilke imza attı. Bu Tufan, gerçekten tufan oldu. İnsanlığı uyandıran, barbar Batının ipliğini pazara çıkaran, gücün gerçek imanda olduğu hakikatini tüm dünyaya ispatlayan bir tufan…